Görkem : İyi günler, bizim PSP’nin ekranı patladı da…
Sony Yetkilisi: Allah Allah, nasıl oldu bu? Alette hiç darbe izi yok ama cam içerden kırılmış (CSI SONY 🙂 )
Görkem : Fırlattım dedi.
Sony Yetkilisi: Kim?
Görkem : Oğlum. Fırlattım koltuğa dedi.
Sony Yetkilisi: Hmm…
Görkem : Ne kadar tutar tamiri?
Sony Yetkilisi: 150 civarı.
Görkem : NEEEEEEEEEEEE?????????
Sony Yetkilisi: Oğlunuz kaç yaşında?
Görkem : (Utana sıkıla) Üç buçuk.
Sony Yetkilisi: Hanımefendi, üç buçuk yaşındaki çocuğa beş yüz liralık oyuncak alırsanız, yüz elli liralık masrafa şaşırmayacaksınız..
(Üç kuruşluk adama beş kuruşluk değer verirsen,kalan iki kuruşa seni satar diyecek adam utanmasa 🙂 )
Görkem : Hı?
Sony Yetkilisi: Başından ayrılmayın bundan sonra oynarken bari.
Görkem : (Gayet itaatkar) Tamam.
Ben PSP’yi Rüzgar’a vermeden önce, “Bak oğlum, bu değerli bir şey, bozulursa yenisini almaya paramız yetmez” falan diye aklımca okkalı bir nutuk çekmiştim ama ünlü Çocuk Psikiyatrı Sony Yetkili Servisi‘nin de belirttiği gibi, bizim oğlumuzun PSP oynamaya yaşı tutmuyormuş 🙂
Görkem geçmiş olsun diyeceğim ama en trajik olyı bile komediyle harmanlıyorsun ya, olayın özünü kaçırıyor insan.. Çok seviyorum seni okumayı:)
Koltuklarım kabardı… Aynı frekanslardayız. ondandır. Ben deli, sen benden deli 😉