Özel günlere anlam yüklenmesine karşı değilim. Benim babam yok ama Babalar Günü'nde gördüğüm fotoğraflara, kutlamalara, "Baban olsun yeter" temalı paylaşımlara kızmıyorum. Üzülüyorum evet ama kızmıyorum. Ben de bu vesileyle babamı anıyorum diyerek kendimi avutuyorum. Bu anneler günü ise belki de ilk kez böylesine yanık içim, kolum, kanadım kırık. Çünkü ben, muhteşem bir anne tanıdım. Ve bu,… Okumaya devam et “Orada” ilk anneler günü…
Etiket: anneler gunu
“Böyle günler de çok hede hödö” mü?
Geçenlerde Facebook'da şu iletiyi paylaştım: Islak ellerimi sildiğim kağıt havluyu, bir daha kullanmak için kurusun diye tezgaha serdiğime göre artık anneme dönüşme yolundaki evrimim tamamlanmıştır! Her kız çocuğu büyüdükçe annesine benzer önermesine şiddetle karşı çıkardım oysa... Annem benim rol modelim değildi. Biz, çatışan anne-kızlardandık. Evimizden sık sık "Sen beni hiç anlamıyorsun" haykırışları yükselirdi. Arkasından çarpılan… Okumaya devam et “Böyle günler de çok hede hödö” mü?
Bir mutfak robotuna, anneliğim!
Shakespeare'in, III. Richard oyununda, Kral III Richard, Richmond’la karşılaştığı savaş alanında,“Bir at! Bir ata, krallığım” diye haykırır. Benim de her Anneler Günü arifesinde, böyle, "Bir düdüklü tencereye" veya "Bir mutfak robotuna anneliğim!" diye bağırmak geliyor içimden. Özel günler, özel insanların hatırlarını sormak, onları anmak için değerli ve önemli, gerekliliğini tümden reddetmiyorum. Ama şu pek "büyük" markalar, kampanyalarıyla komik… Okumaya devam et Bir mutfak robotuna, anneliğim!
En güzel Anneler Günü hediyem
Annelik duygumun çok köklü bir geçmişi yok... Şunun şurasında dört senelik anneyim. Ama 36 senedir annemin biricik kızıyım. Önce bir evlat olmayı öğrendim ondan, sonra da anne olmayı. Yaptıkları, yapmadıkları, eleştirileri, görmezden geldikleriyle bu günkü ben oldum. Tanıdığı hareket alanıyla "özgür", bana duyduğu inançla "dengeli", değerleriyle "oturup-kalkmayı bilen", özverisiyle "değer bilen", direnciyle "kuvvetli", takdiriyle "özgüvenli",… Okumaya devam et En güzel Anneler Günü hediyem
Anneler ve kızları
Ortaokuldayım... Akşam üzeri saatleri... Servisten iniyoruz, asansörü bekleyemeden koşturarak merdivenleri tırmanıyoruz. Çünkü feci şekilde açız. Bizim için hem dost, hem kardeş, hem kader ortağı olan komşumuzun çocukları Semih, İdil ve ben. Üst üste oturuyoruz. Annelerimiz bir gelenek geliştirmiş, ikindi kahvaltımızı bir hafta Rina, bir hafta da annem hazırlıyor ve hangi evde hazırlandıysa orada yeniyor. Böylece… Okumaya devam et Anneler ve kızları
Meğerse Pınar Özyiğit de kader mahkumuymuş!
Annelerin Günü yazımın ardından, haksızlık etmek istemediğim için (Hani cevap hakkı doğdu ya 😉 ) Pınar Reyhan Özyiğit'e bir mail atarak blogumda yazısına atıfta bulunduğumu, kızmayacağını umduğunu yazdım. Çok hızlı ve içten bir cevap aldım. Şöyle demiş: Ask olsun, niye kizayim. Kaldi ki ben de yapamadim bunu Persembe gunu gazetede okuyacaksiniz... "Ne umdum... Ne buldum..."… Okumaya devam et Meğerse Pınar Özyiğit de kader mahkumuymuş!
Annelerin Günü…
Tamam önemini fazla abartmayalım falan ama Anneler Günü'nde az da olsa bir sıradışılık bekliyor bu kadın bünyesi... Gel gör ki, benim açımdan o hayal kırıklığından, bu çöküntüye yalpalandığım bir gün oldu o Pazar. Pınar Reyhan Özyiğit, Anneler Günü programı yapmış ya kendine Perşembe günkü yazısında: Bu Anneler Günü gelin bir değişiklik yapalım hanımlar. Oturuyoruz, hediye… Okumaya devam et Annelerin Günü…
Bu bir “Anneler Günü” değil, “Annelik” yazısıdır…
Bu hafta, televizyonlar bangır bangır annelerimizin sevgisinin karşılığını tost makinalarıyla, pırlantalarla, arabalarla, mutfak robotlarıyla ödeyebileceğimizi müjdeler, kocalarımız bizim için "zoraki" hafta sonu planları yapmak için yırtınırken ben size bir anne-kız öyküsü anlatmak istedim. Hüzünlü, sıcak ama gerçek bir öykü. Annem by-pass operasyonunun ardından yoğun bakımda yatarken, onu günde bir defa on beş dakika görme iznim… Okumaya devam et Bu bir “Anneler Günü” değil, “Annelik” yazısıdır…