Yoğun bakım servisinin ana kapısından sıvışmayı başarmıştık. Uzun süren refakatçilik kariyerimizde bu konuda uzmanlaşmıştık artık. Annem hemşireye benim için yalvarıyordu, "Kızı bir kez daha görmek istiyor. Ne olur izin verin" Annelik içgüdüsüyle bunun son kez olacağını biliyordu belki, ondandı ısrarı... Hemşirenin, "Çaktırmadan geçsin" anlamına gelebilecek bir hareket yapmasıyla, koridora fırladım. Nefes nefese bulunduğu yere ulaştım,… Okumaya devam et Ben bunları kimseye anlatmadım*
Etiket: babam
Sevdiğin insan, bu dünyadan gidince…
Sevdiğin insan, bu dünyadan gidince, bir anda kulağına çalınan, sahibinin, canını ne kadar yaktığından haberi bile olmadığı bir ses oluyor biliyor musun? Bir derin iç sıkıntısı oluyor. Bayramlarda, düğünlerde, mutlu aile toplantılarında, kalabalık fotoğraflarda koskocaman bir boşluk oluyor. Titrek bir el yazısı, bir türkü, bazen güldüren, bazen ağlatan bir anı, yeri dolmayan bir özlem, bir… Okumaya devam et Sevdiğin insan, bu dünyadan gidince…
Rüzgar’a ölümü anlatmak…
Geçen hafta, Instagram'da paylaştığım bir haber, hayatımın unutulmayacak yürek çırpıntılarından biriydi benim için. Haberi paylaşmamdan sonra, özellikle konuyla ilgili hassasiyetimi bilenlerden, neler yaptığımı, nasıl anlattığımı öğrenmek isteyen çok sayıda mail ve soru aldım. Bu yazıyı, hem sorulara cevap vermek için, hem de içimi dökmek için yazıyorum. Babamı kaybedeli iki sene oluyor. Ve ben iki senedir… Okumaya devam et Rüzgar’a ölümü anlatmak…
9 Şubat
Aşağıdaki yazıyı babamın gidişinin ikinci yıldönümü olan 9 Şubat'ta, eski usulle (yani kağıt kalem kullanarak) yazdım. O gün, bilgisayarla uğraşmayı yüreğim kaldırmadığından yayınlamadım. Şimdi, sonsuzluğa yazılsın diye, sizlerle paylaşıyorum... Benim babam, kendi gerçekliğinde yaşardı. Güzel Sanatlar Fakültesi'ni kazandığımı öğrenince, uçarak eve gelip ona haberi verdiğimde, gözlüklerinin üzerinden şöyle bir bakmış ve sadece şöyle demişti: "Ben… Okumaya devam et 9 Şubat
Everytime We Say Goodbye.
Bir sene oldu gideli... Gittiğinden beri... Ağacın çiçek açtı, pespembe, kocaman. Evimize insanlar doldu, Türkiye'nin, Dünya'nın dört bir köşesinden, görsen sinir olurdun. Torunun seni çok ama çok özledi. Hiç bilmediğimiz yanlarını keşfettik, ziyarete gelen çevre apartmanların kapıcılarından öğrendik, meğer balkonun önüne gelir, sana ilaç sorarlar, sen de sağlık sorunlarına deva olurmuşsun. Oraya buraya tıkılmış, tanımlanamayan… Okumaya devam et Everytime We Say Goodbye.
Bir kadın
• Saçından başından ödün vermez ama çamaşır suyu lekeli eşofmanla gezmekten de rahatsız olmaz. • Bir eczacı kızı ve eczacı eşine yaraşır şekilde, gerçek bir ilaç yanlısıdır. Seyahatlerde valizden bozma ilaç çantasıyla gezer. Uçakta, korkudan fenalık geçiren bir kızın ağzına iki koltuk önden, sakinleştirici fırlatıp isabet ettirmişliği vardır. • Kafasına koyduğu şeyi yapmaması gibi bir… Okumaya devam et Bir kadın
İçimdeki depremler…
Sabahları işe vapurla geliyorum. Vapur benim için sadece bir taşıma aracı değil. Orada kendimle baş başa geçirdiğim yirmi dakikada, babamı özlüyor, oğlumu okula bırakırken bacaklarıma sarıldıysa, çalışan anne olmamı, hayatımı sorguluyor, bazen güneş gözlüklerimin arkasına saklanıp biraz gözyaşı akıtıyor, bir yandan da gazetemi okuyorum. Hafta başından beri genelde, bu ritüelin daha çok gözyaşı akıtma bölümünü… Okumaya devam et İçimdeki depremler…
Deli Kadın
19 Haziran 2011... Babalar Günü... Benim babam yok bu sene... Dolayısıyla zor bir Pazar oldu. Sabahtan kabristana gittik, annem Kayısı Çiçekleri yazımdan hatırlayacağınız ağacın bir dalını koydu baş ucuna. Ben, oğlumun pek sevdiği beyaz taşlarını... Bu defa Rüzgar'ı da götürmek zorunda kaldık. Hayat işte, ben babamın yanında ağlarken, onun babasıyla oyun oynadığı otoparktan kahkahaları geliyordu.… Okumaya devam et Deli Kadın
Kayısı çiçekleri
Babamı kaybettiğimizi, ölüm kavramını anlayamayacağını düşündüğüm için Rüzgar'a söylememiştim. Diğer taraftan kafamı kurcalayan bir şey vardı: Havalar ısınıp, bahçeye çıktıkları zaman mutlaka dedesi aklına gelecek ve sorular sormaya başlayacaktı. Çünkü, babamla yazın zamanın çoğunu bahçede geçirirler, çiçekleri sular, bazen dakikalarca ortadan kaybolup beni delirtirler(di) iki çocuk. Annemlerin balkonunun önündeki kayısı ağacının çiçek açtığını görmemle, kalbime… Okumaya devam et Kayısı çiçekleri
Ben zaten her acının tiryakisi olmuşum!
Başlığımı abartılı bulanlar olduysa, hemen hayatımdan bir özet geçeyim size: • Kardeşimin doğduğu özel hastanede, doğumundan sadece bir hafta sonraki dönemde, onlarca bebek kaçırıldı. O zamanlar medya bu kadar güçlü olmadığından olay, zamanın tozlu raflarında unutuldu. O bebeklerden biri kardeşim olabilirdi. • Çeşitli çalkantılar sebebiyle, ilkokulu iki ayrı şehirde, beş ayrı okulda okudum. Hiç bir… Okumaya devam et Ben zaten her acının tiryakisi olmuşum!