Aile, Dunya, IsHayatim

Deli Kadın

19 Haziran 2011… Babalar Günü… Benim babam yok bu sene… Dolayısıyla zor bir Pazar oldu. Sabahtan kabristana gittik, annem Kayısı Çiçekleri yazımdan hatırlayacağınız ağacın bir dalını koydu baş ucuna. Ben, oğlumun pek sevdiği beyaz taşlarını… Bu defa Rüzgar’ı da götürmek zorunda kaldık. Hayat işte, ben babamın yanında ağlarken, onun babasıyla oyun oynadığı otoparktan kahkahaları geliyordu.

Bu gün de, dünün ağırlığıyla geldim işe. Berbat bir Pazartesi… Bezgin bezgin maillerime bakarken, siteye gelen onlarca yorum, yüzlerce ziyaretçi şaşırttı beni. “Allah Allah, seçimlerde ünlü oldum ya, ondan mıdır :)” diye düşünürken DeliAnne‘ye takılıverdi gözüm. Hissettiklerimi anlatayım diyorum ama ı-ıh, mümkün değil. Oturdum, bir yazı döşendim çılgın kadına. Yabancı değilsiniz, bir bölümünü sizlerle paylaşmamda sakınca yoktur herhalde.

Yazının altına yorum yazdım ama duramadım,
kendimi tam olarak ifade edemediğimi düşünerek bir de mail atıyorum şimdi:

Dün Babalar Günü idi malum. Benim, babam olmadan yaşadığım ilk babalar günü.
Yanağına yapıştıracağım sıcak bir öpücük yerine, kabristana, (Rüzgar’ın deyimiyle “orman”a) gidip, dualarla avunmak öyle zordu ki.
Sabah da dünün yoğunluğuyla geldim işe.
Gözlerimde akmaya hazır bekleyen yaşlarımla.
(…)
Özetle, sen bana iki şey yaptın:
Birincisini ekte, print screen ettiğim ziyaretçi istatistikleri dökümanında net olarak göreceksin.
İkincisi de, senden kilometrelerce uzakta olan, tanımadığın, bilmediğin bir insanı gülümsettin.
Hiç beklemediği bir anda, onun kalbine dokundun. En güzeli de, bunu bilmeden yaptın.
Tekrar teşekkür ediyor,
İçtenlikle kucaklıyorum.

Bu iletiyi paylaştım, çünkü içine girdiğimde gördüm ki, blog dünyası gerçek dünyadan pek de farklı değilmiş. Anlamsız bir rekabet duygusuna kapılanlar, işi ticarete dökenler, kendini bir anda Virginia Woolf sananlar olduğu gibi,  bir de açık yürekli olanlar, gerçekten tüm ruhuyla kendini ortaya koyanlar var. Demem o ki, farkında mısınız, ekranlarımızın arkasından hayatlarımıza ayrı ayrı pencerelerden bakmakla kalmıyor, bir şekilde birbirimizde izler bırakıyoruz. Bu mucize değildir de nedir? 

Virginia Woolf demişken, aklıma unutulmaz film The Hours ve onun üzerine Ahmet Altan’ın yazdığı satırlar geldi:

(…) Woolf  kocasına “Hayatın yüzüne bak Leonard” der “Her zaman hayatın yüzüne bak. Ne olduğunu bilebilmek için, sonunu bilebilmek için, onu olduğu gibi sevebilmek için, hayatın yüzüne bak.”
Hayatın yüzüne bak.
Hayatın yüzü yaşadığın anda saklı. Hayatın yüzü geçmişteki o unutulmuş anda saklı. Hayatın yüzü gelecekteki sırda saklı.
“Mükemmelliğini, vaat ettiği geleceğe” borçlu anlar vardır ama asıl mükemmel olan anlar, size geleceği unutturacak kadar muhteşem olanlardır ve onların mükemmelliğini kavramak için, onlara iyi bakmanız, o ânın yüzünü görmeniz gerekir.
İki kişinin içine birlikte girip bütün varlıklarını paylaşabildikleri tek bir an bile bütün hayat boyunca hatırlanmaya değecek kadar parlaklık katar yaşadıklarınıza.
O anları atmayın.
Belli olmaz, değerini bilmediğiniz bir anla, kaybettiğiniz bir gelecek belki de değerini bileceğiniz bir başka anla size bağışlanacaktır.
Bir tanrı kadar zalim olabildiği gibi bir tanrı kadar da bağışlayıcı olabilir hayat, bir tanrı kadar hoyrat olabildiği gibi, bir tanrı kadar da cömert olabilir. (…)

Hayatımı üst üste neredeyse alabora eden fırtınalardan sağ salim çıkmamda (Bkz. bu yazım, bu yazım ve de bu yazım) bu blogun, blog sayesinde tanıdığım insanların cesaret veren satırlarının rolü o kadar büyük ki. Annelik serüvenimde kafayı yememe engel olan, yalnız olmadığımı anlatan, “hayatta bunlar da varmış” dedirten, hatta kocamı gırtlaklamaktan vazgeçmemi sağlayan da çoğunlukla yine onlar.

Yazmasam deli olacaktım, iyi ki yazmışım.

“Deli Kadın” için 25 yorum

  1. Gorkem oyle guzel yazmissin ki iste ben de bu yuzden Deli Anneyi okumayi cok seviyorum. Yazdiklarini, yazi dilini falan apayri bir yere koyuyorum. Bir de hala her yoruma tek tek cevap veriyor measela bu alcakgonulluluk degil de nedir.

    Sen boyle uzgunken yuzunu guldurmus ya ne guzel!

    Bu arada Deli Annenin arkasindan konusuyor gibi hissettim ama heralde gelir buraya zaten 🙂

      1. Deli sayesinde sizi tanıdığıma memnunum… Bloglar gerçekten insanı ayakta tutan mekanlar, hele ki enerjiler uyumlandıysa… 🙂
        Yorum konusunda Deli’ye hayranım. Ben bloğuma sadece işyerinden girebilen biri olarak bazen işlerden fırsat bulup cevap yazamıyorum. tepki gördüğümün farkındayım ama elimden gelmiyor bazı bazı ne yapayım 🙂

        tanıştığımıza memnun oldum 🙂

  2. Görkem’im ben de maildeki cevabımı yazayım : bu sulugöz deliye bu sözler denir mi a canım:)

    Ve kesinlikle çok iyi dile getirmişsin; birbirimizde izler bırakmak.. Ben de bunu farkettiğimde heyecanlanmıştım çok. Burası bir zamanların IRC, ICQ vs hayatı gibi hayali değil, çoğunlukla gerçek.. Dediğin gibi hırslar da, rekabet de, ahkam kesmeler, büyüklenmeler de gerçek. Ve şükürler olsun ki bunun yanındda sevgi, selam, muhabbet de gerçek..

    ve bu söz.. yazmasaydım çıldıracaktım.. kesinlikle bana da kalıp gibi oturuyor. Ne idüğü belirsiz bir halden insansı hale geçmem çoğunlukla yazarak, paylaşarak ve okuyarak oluyor.

    öperim

    1. Yok canim 🙂 aslinda ciddi bir mesai Deli anne cok sasiriyorum ben sana. Tamam 5-10 yorum olsa yazilir cevap kolayca da yuzlerce yorumdan bahsedince ben blogu her actigimda vay be yine tek tek yorum yapmis diyorum 🙂 Arada alistirma olarak tolpu cevap yaz bari 🙂

  3. Mükemmel anlatmşsınız gerçekten. Babanıza Allah’tan rahmet diliyorum aynı şeyi bende anneler gününde yaşamıştım:( En büyük şansımız evlatlarımız çok şükür ki onlar var.
    Deli anneye yazdığınız cevapsa çok duygusal olmuş.
    Sevgiler.

  4. ne iyi ettide tanıştırdı seni deli anne keyifle okicam hatta izlicem ama işyeri sağolsun izle kısmını tıkılatmıyo:-( ama akşama çalarım kapını artık:-)
    burcu bende tıpkı sen ve diğerleri gibi bir anne işte..

  5. Babacığına Allah rahmet eylesin üzüldüm:(
    Bloglar hepimizin bir şekilde hayata tutunmaya çalıştığımız dallarımız sanırım.
    Yalnız olmadığımızı bilmek , içimizi tüm samimiyetimizle dökmek (reklam,v.s. açılmış olan ve yalancılar hariç) , ve sesimize karşılık ses alabilmek en güzeli.
    Yanı sıra dostlar edinmek ve dediğin gibi kilometrelerce öte de bile olsa derdinle üzülen veya seninle sevinen birileri ile tanışmak.
    Bu aralar pek vakit ayıramasam da blogumu ve blog arkadaşlarımı çok seviyorum.Delişim iyi ki bulmuş seni ve bizlerle tanıştırmış , yazıların çok hoş eline yüreğine sağlık canım 🙂

    1. Şimdi iyice anlıyorum ki, bu işe kalkışmak hayatımda verdiğim en doğru kararlardan biri. Aslında sadece kendim için ve çoğu yurtdışında yaşayan dostlarım, akrabalarım bizden haberdar olsunlar diye başlamıştım bloggerlığa, gitgide disiplinli bir yazma edimine, böyle reaksiyonları aldıktan sonra da tutkuya dönüştü. Çok teşekkürler yorumlarına, ben de izleyeceğim 🙂

  6. yahu acemiliğini her yorumda mı belli eder insan..
    bu wordpressde izle mizle yokmuş meğer hı?
    valla bak kapınıda çaldım adresimide bırakıyorum sen anlat ben okurum:-)

  7. Ben de Deli Anne’den geldim buraya. Ve gözyaşlarıma hakim olamadım. Aktılar…Mekanı cennet olsun babanızın.
    Bu blog işi bir otobüs yolculuğunda yanınızda oturan kişiye tüm hayat hikayenizi anlatıp rahatlamak gibi geliyor bazen bana. Bir daha görmeyeceğiniz, yargılamayacak bir kişiyle dertleşmek gibi. Gerçi tanıdıklarımız da takip ediyor ama bir sürü yeni dost kazanılıyor. Bu dostlukları uzaktan izlemek bile hoşuma gidiyor benim…

  8. İnternetle hele de bloglarla haşır neşir olan bir insan değildim. Sağolsun Deli Anne sayesinde ve birkaç blogla tanıştıktan sonra dadandım buralara.
    Hiç tanımadığın insanların acılarına, sevinçlerine ortak olmak ne güzel bir duygu.

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s