O meş’um gün, iş çıkışı, yorgun-argın, bezmiş, oğlumu fena halde özlemiş bir halde taksiye bindim. Gideceğim yeri söyledikten sonra, koltukta şöyle bir kalkılayım dememle… sırtıma o feci ağrının saplanması bir oldu. Aman Tanrım, ben böyle bir ağrı yaşamadım sanki, öyle ki soğuk soğuk terler dökmeye başladım bir anda. Zar zor annemin evine ulaştığımda, taksiden nasıl indim, kapıya kadar nasıl yürüdüm, hatırlamıyorum. Benim gibi ağrı eşiği yüksek birisi için (“Hafif bir kasılmam mı var ne yahu?” dedikten dört saat sonra doğum yapmıştım örneğin) hatırı sayılır bir acıydı. Annem kapıyı açar açmaz “Ay çok fenayııımm” diye kendimi kanepeye attım.
Annem: Ah kızıımmm, n’oldu?
Görkem: Anneee, kesin bel fıtığı oldum ben. Belim çok feciii.
Annem: Ah ah! Oğlan hastayken sabahlara kadar kucağında taşıdın tabi, ondan. Daha dikişlerin tam iyileşmeden hem de.
Görkem: Oha anne, iki ay olucak neredeyse, ne dikişi? Ahhh konuşturmaa, çok fenayımm!
Annem: (Çaresizce etrafımda dolanırken) Voltaren falan mı versem ki, Ben-Gay mı sürsek? Yok kas gevşetici lazım. Ah kızım bu bel bi kere sinyal verdi mi yer eder artık, vah vah vah!
Görkem: Ühühühhü! (Arkamı tutarak) Bi bu eksikti yaaa.
Annem: (Aniden tek kaşı havaya kalkmıştır: Bu, annelik içgüdülerinin devreye girme alarmıdır) Aa, dur bakim, nereni tutuyosun sen?
Görkem: Ühühüh, buramıı
Annem: Belin diil kızım orası. Nasıl bi ağrı, tarif et bakim.
Görkem: Ne biliim. Böyle aniden sancı şeklinde giriyo. Doğum sancısı gibi dicem ama…
Annem: (Kaşlar çatılmıştır artık: Full konsantrasyon durumu) Doğum sancısı gibi… Ne yedin bu gün?
Görkem: Of anne ne yicem yaaa… Salata yedim öğlen.
Annem: Sonra?
Görkem: Akşamüstü acıktım, beyaz leblebi yedim.
Annem: Aahahhaha!
Görkem: N’oluyo be?
Annem: Ahhahah, alemsin kızım ya. Gazın var senin, beyaz leblebi gaz yapar. Kalk dolaş, yatma! Bel fıtığı dedi, benim de aklımı aldı. Hahahhaa, gazmış meğer. Yaz bunu sitene, bi kere de sen rezil ol.
Al işte, yazdım!
Sonuçta;
Bir anne, çocuğu 35 yaşına da gelse, gazını çıkarmasına yardım etmek zorunda kalabiliyormuş.
Gerçekten, analık-babalık müessesesi hiç bitmiyormuş 🙂
Bir de…
Bu gaz sancısı pek fena bir şeymiş.
Aaa sahiden gaz mıymış…Çok şekersiniz:)
Teşekkür ederiz 🙂 Gazmış, annemin önerisiyle, biraz dolaştıktan sonra kesinleşti!
🙂
Ahahah! ben de dedim apandisit mi çıkacak ne, neyse dsadece gazmış.. Bana yılda bir iki kez olur o sancı… berbattır bilirim. Ki ben de senin gibi ağrı eşiği epeyce yüksek biriyimdir. Ve buna rağmen feryat figan edebilir beni.. Geçmiş olsun..
Deli Annem, teşekkür ederim. Hakikaten feci bir şeymiş. Tevekkelli, minicik bebekler kıvrım kıvrım kıvranıyorlar sancıdan. Kıyamam onlara…
Bu gaz yüzünden biz babamı hastaneye götürmüştük, koskoca adam kıvranıyordu. Ben sezeryandan sonra çok yaşadım malesef bilirim. Allah bir daha yaşatmasın 🙂
Bu arada annenin bloguna yaz da rezil ol demesi de çok manidardı:))
Amin….
Arada onu yazıyorum ya, kendince intikam aldı benden annem de 🙂
ben de annenin intikami kesin aci olacak bakalim ne yapacak diyordum 🙂
Yarın-öbür gün, çocukluğumun en kirli sırlarını dökecek ortaya diye korkuyorum asıl 🙂
Benim bir arkadasım da gazı apandisit zannedip doktora gitmiş, doktor gazdan şüphelenmiş,adamın anüse müdahalesiyle ZOOOORRRTTTT! ağrı gitmiş fakat yüze doğru bir ateş basması, bir kırmızılık gelmiş niyeyse! :))
AMANINN!!!
Yaa.. yaa.. Şikayet etmeyelim, annemizin kıymetini bilelim erken teşhis ettiği ve tedaviyi yaptığı için! :))
Müdahaleye gerek kalmadan 😀 İyyy!
Ne güldüm 🙂 ilahi…
Bir keresinde öyle bir sancıydı ki kasığımdan omzuma kadar keskin bir şey batırmışlar gibi kilitledi beni olduğum yere. ben de apandisit çıkacak sandım önce. yalnız teyzeme helal olsun teşhiste gayet profesyönelmiş 🙂
fotoğraf süper
Tipik anne sorusudur ya zaten: “Neren ağrıyor tam olarak, göster bakiim” Ben de bazen aynı soruyu Rüzgar’a sorarken yakalıyorum kendimi 🙂
çok beğendim ben bu resmi yaaa..
ne biliyim bi eski, bi sıcak, bi 78-79-80 ler..
hangisi bilemedim:-)
80’ler 🙂 Annem yeni doğum yapmış, ben kıskançlığımın ve şımarıklığımın doruklarındayım. Hatta şımarıklık krizlerimin biri esnasında, fotoğrafta görülen enteresan saç modelini, ısrarlarım ve ciyaklamalarım eşliğinde saçlarımı anneme kestirerek elde etmişim 🙂
zuhahahahahahaha oh bea…yazı budur..Anneciğini tek geçerim Kankam benim o öp ellerinden gıdıdan herbiyerinden..kıl görkeeem kıl görkeeemmm..seviorum seni…
Ahahah! Yahu ben bu blogu oğlum için tutmaya başlamıştım ama annemin ciddi fanatikleri oluştu 🙂 Ben de seviyorum seni kuşum!
görkemcim her eve annenden lazım….gerçekten….ayaklı sağlık kitabı gibi maşallah….allah nazarlardan korusun anneni anne kız ilişkinizi ….kocaman öpüyorum anneni ve seni…….:)
Amin canım benim, çok teşekkür ederim. Annemle yaklaşık 22 yıl birbirimizi yedikten sonra, ben de anne olunca medeni bir ilişki içine girdik 🙂 İyi ki de aklımız başımıza gelmiş geç olmadan.