Tam da feci bir biçimde tıkandığım dönemde, ara sıra burun kıvırdığımız, yazmaya üşendiğimiz mim geleneğiyle, Hızır gibi yetişti sevgili Nilhan.
Mimin adı Ödül Mimi imiş. Önce soruları cevaplıyor, sonra da kendi seçtiğimiz bloggerları ödüllendirerek mimliyormuşuz. Ben derim ki, BlogcuAnne’nin Anne Dostu Toplum miminde olduğu gibi bu yazıyı okuyan herkes üzerine alınsın ve blogunda yazacaklar yorum bıraksın. Böylece öğrenelim kim/neymiş 🙂
Kural 1: Ödülü veren kişiye teşekkür ediyoruz ve blogunun linkini veriyoruz.
Yukarıda da belirttiğim gibi, Nilhan ve minik mucizesine teşekkürler.
Kural 2: Hakkımızda yedi gerçeği paylaşıyoruz.
1- Gıcığım. Valla billa gıcığım. Politik davranmaktan hoşlanmam. Ama tahammül sınırım da yüksektir. Of çok karıştırdım, şöyle anlatayım: Bir kişiye kolay kolay sinir olmam ama oldum mu, hiç bir güç beni ondan hoşlanıyormuşum gibi davranmaya zorlayamaz. İş hayatında bu huyum yüzünden sıkıntı yaşarım. Müşterinin karşısına geçip, öküz gibi suratına bakmışlığım, fıkrasına gülmemişliğim çoktur.
2- İnfantil amnezi (Çocukluk amnezisi) denilen bir durumum var: Çocukluğumu hatırlamıyorum. “Aa ben de hatırlamıyorum” diyebilirsiniz. Ben hiç bir şey hatırlamıyorum. Bazı spot görüntüler var, o kadar! Geçmişinde üst üste travmatik geçişler yaşayan kişilerde görülebilen bir durummuş. Öylesine kanıksamışım ki, bunun herkeste böyle olduğunu sanıyordum yakın bir zaman öncesine kadar.
3- Normalde dura dinlene, takılarak konuşmama rağmen içkiliyken sular seller gibi İngilizce konuşurum.
4- Kafama koyduğumu yaparım, yapamazsam çıldırırım. Güzel Sanatlar’da okuyacağımı söylediğimde neredeyse bir ordu geçmişti karşıma. Sağda solda çalışıp, sınav paralarını kendim denkleştirdim. Özel ders alamadım… Bir an bile geri adım atmayı düşünmedim. İnatçı ve hırslıyım hayata karşı. Bu yüzden “Ben çok yetenekliydim ama ailem yüzünden ilerleyemedim” diyenlere küçük bir istihza ile bakarım. Sanatla uğraşmak biraz dikkafalı olmayı gerektirir çünkü.
5- Evde serbest bırakılan muhabbet kuşlarından korkarım. Sanki oradan oraya uçarken gözümü falan oyacakmış gibi gelir.
6- Dünyanın sonunun geldiği kehanetleri tuhaf bir biçimde içime ferahlık verir. Üst üste yaşadığım hastalıklar, kayıplardan olsa gerek, tüm sevdiklerimle birlikte, kimsenin acısını yaşamak zorunda kalmadan birdenbire dünyadan yok olma düşüncesi hoşuma gider.
7- Bir kaç ay önce, ayıptır söylemesi, tuvalette büyük bir zevkle Angry Birds oynarken kocamın yepyeni telefonunu klozete düşürdüm. O günden beri, zavallı kocam “Allah Allah, n’oldu bu telefona birdenbire?” diye olayı anlamlandırmaya çalışıyor.
Eğer bu satırları okuyorsan sevgili kocam, şunu unutma ki, seni çok seviyorum 😉
İşte böyle…
Hadi sizinkileri görelim!
6 ya çok şaşırdım açıkçası. hiç aklıma gelmezdi.
Lakin 7 yi okurken koptum 🙂 Allah iyiliğini versin e mi Görkemcim. cevapladığın için tşk.
Ben teşekkür ederim.
Son maddeyi kocam okuyacak mı, okursa ne olacak çok merak ediyorum doğrusu 🙂
ben yazdım zaten Görkemcim o yüzden üstüme alınmayacağım amma velakin madde 2 konusunda seninle aşık atabilirim 🙂 zira 18 yaşımdayken (ailece) geçirdiğim bir travmayı silmek için öncesini de silmiş bulunmaktayım. hatta durumu abartıp, sonrasında yaşanan bazı olayları sırf sineye çekebilmek için kendimce yeniden yazmış ve buna inanmışım ki bunun gerçek olmadığını henüz geçen sene öğrenmiş bulunmaktayım. bi travma daha geçirip herşeyi silbaştan mı yapsam diyorum 😛
Süpermişiz yahu 🙂 N’apalım, geçmişe dönüp dövünmekten iyidir.
Bence mümkünse, en güzeli, sen yine unuttuğunu unuttuğunu unut 🙂
aaa çok şaşırdım Görkemcim,öyle bir hastalık olduğunu duymamıştım daha önce.Tuhaf bir durum olsa gerek.
4.maddede ki tutumuna tamamen katılıyorum.Bir idealin varsa ve bununla ilgili gelecek planlıyorsan,hiçbir kuvvetin seni engellemesine izin vermemelisin.Ben bu nokta da zayıf kaldım yazık ki.Belki yetiştirilme tarzındaki eksiklikler,yahut o yaşın getirdiği (ki bu herkeste aynı olmayabiliyor) cesaret yoksunluğundan ötürü ideallerim hayalin ötesine geçemedi maalesef.İsterdim senin kadar gözü kara olayım,idealim uğruna ne gerekiyorsa yapayım,ama olmadı işte:(
Muhabbet kuşları konusunda hemfikirim seninle.Hatta öyle ki o tedirginlikten burnumu koltuğa çarpıp yamultmuşluğum vardır…
Sevgiler…
Ben de kuştan kaçayım derken kafamı cama geçirmiştim. Hem gözü karayım, hem ödlek 🙂 Sevgiler bizden de…
çocukluk amnezisini hiç duymamıştım ben de, şaşırdım doğrusu..
bu arada İngilizce kursuna gidiyorum, hocamız sürekli içkili gezen biri, sebebi buymuş demek:))
Ahahah! Eğitim için kendini vurmuş alkole zavallıcık 🙂
Benimkiler de burada http://ozlemceannelikhalleri.wordpress.com.
Not:Şimdi ofisteyim ve öğle arası yemekteyken yazdım.Artık işimin başına geri dönmem lazım,byee
Kolay gelsin, ben de seni okuyayım o arada.
Buarada 7 numaraya bayıldım diyecektim.Yazmadığımı şimdi farkettim 😦
Nassı yaaaa????
Bi de bana ay kilitlendi bir anda deyip duruyorsun, ben de güzelim yepyeni telefon nasıl bozulur diye Nokia’ya saydırmadığımı bırakmadım.
Bu arada aklıma geldi, nasıl düşürürsün telefonu klozete, pozisyonunu anlamakta gerçekten güçlük çekiyorum… 🙂
Pozisyonun merak edileceğini tahmin ettim ama iğrençleşmemek için anlatmamıştım. Efenim, olay şöyle cereyan etti: Oyunumu oynadım, işimi bitirdim, arkamı döndüm sifonu çektim (Allahtan çektim yani), tam kapıya doğru dönerken telefon resmen elimden fırladı ve culp! O an, olayın şokuyla, elimi daldırıverdim ve çıkardım. Tüm teçhizatı havluya sermek suretiyle kuruladım, tekrar yerleştirdim ve dellileri ortadan kaldırdım. Tuvaletten çıktığımda “nerede kaldın” demiştin ya, orada kalmıştım işte 🙂
Ben de ilk mimimi yazdım sayenizde..Daha önce kimsecikler mimlememişti,bunu görünce balıklama atladım..kih kih:))
Oh oh, ne güzel vesile olduysam 🙂
şekerim durdum durdum duramadım ben de yazdım:))
http://annebuyurken.blogspot.com/2011/12/benim-de-7-gercegim-var-ben-de-insanm.html
Ellerine sağlık şekerim 😉
geç mi kalmışım buna ben pek eğlenceliymiş…
bu arada şu çocukluk unutkanlığı bende de var. anne babamın boşanması milat olmuş, öncesinde de say desen 5 görüntüden fazla sayamam. sonrasını da hipermnezi ile tamamlamışım yalnız onu anlatırım…
yaz de yazayım, sevdim bu mimi.
Yaz yaz, hemen yaz! Deştikçe ne enteresanlıklar çıkıyor herkesten baksana, ben de bir kendimi böyle tuhaf sanırdım 🙂
ya link veremiyorum wordpresste deli olucam biri yardım etsin :((
Aaa, yukarıda kilit gibi bir şey var ona basmıyor musun?
kilit gibi değil de link vereceğim kelimeyi seçip link butonuna basıyorum, çıkan yere adresi ekliyorum ama link vermiyor, aksine link verirken yazıda gözüken kodu üste atıyor. bilemedim ki ne yapsam. ilk başlarda oluyordu artık olmuyor bir yerlerde bir şeyi yanlış mı yaptım ki?
Allah Allah, WordPress’in geçici bir saçmalaması herhalde.
manuel yazıp hallettim ama böyle devam ederse geçerim başka bi yere…
Olmuş olmuş! Pingbacki gelmiş bak. Ellerine sağlık 🙂
Çocukluk amnezisini ilk kez öğreniyorum, ilginç geldi. Bunu hayatımızın hatırlamak istemediğimiz dönemleri için bilinçli olarak uygulayabilsek ne iyi olurdu 🙂 Gıcıklık konusunda ben de çok gıcığım, hele bir kere gıcık olmaya göreyim, sonu olur karşımdakinin 🙂 Alkol kafasıyla seri İngilizce olayında ise bittim 🙂 Keyifli mim cevapları için teşekkürler 😉 Emeğine sağlık..
Teşekkür ederim ben de tekrar. Mimlerin böyle faydaları var işte; sıradan insanların gayet sıradışı yanlarını keşfetmek gibi 🙂