Blog macerasına giriştiğimden beri ilk defa sobelendim, çok heyecanlıyım 🙂 Bilmeyenler için kısa bir açıklama: Birbirini takip eden bloggerlar, arada sırada eskiden anket defterlerimizin elden ele dolaşması gibi, soru ya da sorular hazırlayarak istedikleri kişiyi sobeliyorlar. Sobelenen kişiler de yanıtlarını yazarak başkalarını… Böylece aynı konulara farklı bakış açılarıyla bakma olanağı doğuyor. Beni de sevgili görümcem Çalışan Gebe sobelemiş. Keyifle yanıtlıyorum.
1. Bir zamanlar “bebek günlükleri” vardı. Sizce bloglar onların yerini aldı mı?
Bloglar, kullanım şekilleri ve geniş alana rahatça ulaşılabilmeleri özellikleriyle, bebek günlüklerinden tamamen farklı bir yerdeler bana göre. Bebek günlükleri daha özel, daha “sırdaş” olmalı. Benim, blogumun yanında, hamileliğimden beri aralıklı olarak tuttuğum bir günlüğüm de var. Fakat orada, sadece Rüzgar’a söylemek istediğim şeyleri, mektup yazar gibi yazıyorum. Eşime bile okutmadım henüz. Blogda ise daha evrensel, herkesi ilgilendirecek konulardan bahsetmeye özen gösteriyorum.
2. Blog yazarlığı ebeveynlik tarzınızı etkiliyor mu? Nasıl?
Kesinlikle etkiliyor. Bazı konularda yaşadığım tereddütleri, ailemden, büyüklerimden alamadığım, daha günümüze dair bilgileri (Süt sağma, çağdaş, pratik ürünler, uyku eğitimi, çalışan kadının hamilelikte-emzirme dönemindeki hakları vb.) hep bloglardan edindiğim bilgilerle pekiştirdim. Faydalı ürünleri Pratik Anne‘den, oğlumla oynarken yaratıcı olmayı, bebek-çocuk beslenmesi ile ilgili ilginç detayları Ayça‘dan, annelerin nasıl süper kahraman olabileceklerini Nehir’in Annesi Zeynep‘ten, doğum sonrası, işyerimdeki ihmaller nedeniyle alamadığım haklarımın peşine nasıl düşebileceğimi Çalışan Gebe‘den öğrendim. Tüm bunlar ve daha sayamadığım niceleri, ebeveynlik tarzımı etkiledi şüphesiz.
3. Anne-baba-çocuk blogları blog dünyasını etkiliyor mu? Nasıl?
Tematik blogların, özellikle reklam dünyasının iştahını oldukça kabartan bir sektör oluşturmaya başladığını gözlemliyorum. Hani biz de bir kaç reklam alsak, oturduğumuz yerden çocuğumuzun okul parasını çıkarsak fena mı olur 🙂 Kendi değerlerimize ters düşmediği sürece tabii…
4. Çocuk büyütmekle ilgili olarak, bloglar olmasaydı kesinlikle farklı davranırdım dediğiniz bir şey var mı?
Farklı değil de yanlış davranabilirdim. Aldığım hatalı kararlara ya da kulaktan dolma bilgilerle eksik kalmış düşüncelere yönelik o kadar çok detay keşfettim ki bloglar sayesinde… Bunda bilinçli, eğitimli, araştırmacı ve dilini iyi kullanan bloggerları takip etmemin etkisi büyük şüphesiz.
5. Anne-Baba olmak meslek mi yoksa üstlendiğimiz toplumsal rollerden biri mi?
Keşke meslek olsaydı. Böylece anne-baba olmak için bir okula gitmek, en azından bir sertifika almak gerekirdi. Bu da bir çok şeyi değiştirirdi.
6. Anne-baba-çocuk blogları, babaları nasıl etkiliyor?
Kocamın, yaptığı pedagojik bir yanlışı ya da ağzından çıkan kötü bir sözü, blogumda yazacağım diye ödü patlıyor. Yani, bence olumlu etkiliyor 🙂
7. Bloglar yoluyla gerçekleşen bilgi ve deneyim aktarımı büyükanne-büyükbabaların bilgi ve deneyimini değersizleştiriyor mu?
Asla. Herkesin yaşanmışlıkları, aile yapısı farklı. Dolayısıyla, her aile kendi ürününü, kendi tarzıyla oluşturuyor. Avrupa’da büyüyen bir çocuğun deneyimlerini nasıl tam anlamıyla oğluma aktarabilirim ki? Bloglarda asıl beni çeken, yarattığı çokseslilik ve gösterilen farklı farklı çıkış yolları.
8. Anne-baba-çocuk blogları sözkonusu olduğunda, blog yazmayı daha ne kadar sürdürmeyi düşünüyorsunuz?
Çok uzun süre devam etmek istesem de, sanırım Rüzgar blogundan haberdar olacağı çağa geldiğinde, bana bu işi bıraktıracak. Bir kaç sene içinde “Okulda arkadaşlara rezil oluyorum anne yaaaa” diye söylenmeye başlayacağına eminim 🙂
9. Yazdığınız blog kapansa ya da kapatılsa bloglar yoluyla kurduğunuz sosyal ilişkiler devam eder mi?
Henüz sadece blog aracılığıyla sosyal anlamda bir ilişki kurmadığım için, bilemiyorum…
•
Evveeeett, gelelim fasulyenin faydalarına:
SOOOOBEEEEEEEEEEE!
Aaaaaa… Ben bu sobeyi ilk kez, şimdi, şu anda görüyorum. Neredeyse 1 yıl olmuş… Ne ayıp bana:(
Ahahhah! Çok iyi yaa. İşin enteresan yanı, ben de böyle bi yazı yazdığımı unutmuşum iyi mi?