Dunya, Egitim, Uncategorized

Facebook’dan bir kısım insan manzaraları…

Bu yazıyı, Lime Bodrum Magazin Eylül sayısı için, bir ay önce yazmıştım. Şimdi yazacak olsam, kim bilir ne “müstesna” eklemeler yapardım… Keşke insanlara, Facebook’da durmadan otu böceği beğendikleri için sinir olduğum yerde kalsaydım.

Şu anda, öyle bir noktadayım ki, en yakınımdaki “arkadaşım” dediğim kişilerin, korkunç paylaşımlarını görüyor ve gelecekten korkuyorum. 

Sosyal medya hayatımızın vazgeçilmezi (En azından benim için öyle). Global Web Index verilerine göre Türkiye’de en çok kullanılan sosyal ağlar, sırasıyla Facebook, WhatsApp ve Facebook Messenger olarak belirlenirken; Internet kullanıcılarının gün içerisinde ortalama 4 saat 37 dakikayı internette, 2 saat 51 dakikayı mobil internette ve 2 saat 56 dakikayı ise sosyal medyada geçirdiği saptanmış. The Wall Street Journal araştırması 2014 verilerine göre ise 526 milyon kullanıcının mobil uygulamayı kullanarak giriş yaptığı Facebook’ta, en aktif ülke sıralamasında Türkiye listenin başında bulunuyor. (Şaşırdık mı?) Şubat ayı içerisinde bilgisayar üzerinden ziyaret eden kullanıcı oranında Türkiye, %89.4 oranla zirvede yer alıyor. Bizi %88.1 ile Uruguay ve %83.8 ile Brezilya takip ediyor (Facebook Devler Ligi:)).

Yazıya böyle ciddi ciddi başlayınca, akademik makale tadında devam edeceğimi düşünmemişsinizdir umarım. Zira buna hiç niyetim yok. Şunu demek istiyorum: Milletçe, Facebook’da cidden, hatırı sayılır zaman geçiriyoruz. Bunu özellikle uzaktaki sevdiklerini takip etmek için yapanlar olduğu gibi; kafa dağıtma, gündemi takip etme, arkadaş edinme, veri paylaşma, kendini tanıtma, deşarj olma, ona­buna saldırma, reklam amaçlı vb… yapanlar da var. Benim özellikle dikkatimi çeken profiller ise şunlar:

. Değişik bir yemek ya da sofra fotoğrafı paylaştığınızda; “Ooo götür bakalım, ben de pek severim bilmemneyi’ diye örtülü davet isteğinde bulunan ve lokmayı boğazınıza tıkayanlar.

. Bilgisayar başına geçince uluslararası siyaset uzmanı, ekonomist, en vatansever, en güzel seven, en kahraman, en hayat gurusu kesilenler.

. Kırk yılın başı, hesapsızca program yaptığınızda paylaştığınız fotoğrafa; “Bize haber vermek yok tabi, eğlenin siz bakalım, eğlenin” diye ayar verip hevesinizi kursağınızda bırakanlar.

. Günde dört beş posta özlü söz yağmuruyla size hayatı öğretme çabası içinde çırpınanlar. Üstelik, genelde en çok aforizma kasanların, etraflarına en fazla sıkıntı veren kişiler olması… Ve bunu asla yüzlerine söyleyemeyişimiz.

. “Bazen rüzgarın saçımı dağıtmasına,

yağmurun yüzümü ıslatmasına,

birilerinin kalbimi kırmasına izin veririm sonra;

Saçımı TOPLARIM,

Şemsiyemi AÇARIM,

Kalbimi KAPATIRIM

Hepsi bu… ”

satırlarının Can Yücel’in yazdığına inanmakla kalmayıp bu ve bunun gibi onlarca şiiri alakasız imzalarla paylaşanlar. Hayatında iki satır okumadan Facebook üzerinden felsefe yapanlar (Memleket kurtaran klavye kahramanlarının ayrı bir departmanı).

. Gayet kurumsal paylaşımlarda “Gülümmm, sen en güzelisin” gibi yorumlar bırakan sevgili akrabalar. Çalıştığım ajansın sayfasında paylaştığı yemek fotoğrafımıza ‘Çok mutluyum, kızım balık yemiş’ yorumunu yazan annem mesela 🙂 (Acı ama tamamen gerçektir :))

. #Hashtagleri #böyle #tek #tek #yazıp #adamı #deli #edenler #hashtagleri #ayırmayalım #ayıranları #uyaralım

. Arkadaşlık teklifi yollayıp, tanımadığın halde ortak arkadaşlar nedeniyle nezaketen kabul etmenin ardından, zort diye “Yarmagül Zebellah, kendisinin Yarmagül Zebellah adlı sayfasını beğenmenizi önerdi” diye istek gönderenler.

. Zaman tünelini mütemadiyen ağlama duvarı, akrabalara, eşe, dosta çemkirme alanı ve “Bundaağğğnn soğnraa bla bla yapanı, hede hödö diyeni, bilmemkimi destekleyeni hunharca silerim ha, basarım unfollowu” “Temizlik yapıyorum ona göre haaa” tarzı tehdit unsuru olarak kullananlar (Sileceksen sil yahu, ne bağırıyorsun? Arkadaşlıktan çıkartmaya için elvermiyorsa, “Takip etmeyi bırak” şeklinde de şahane bir alternatif var Facebook’da)

. Kişileri, ilgi alanları üzerinden eleştirenler (Bana özel mesajla “Sen de bık bık bık hep çocuğundan bahsediyorsun, baydın artık” diye had bildirenler, gezi yazarı olan arkadaşıma “Yahu işin gücün dağ­tepe dolaşmak, başka derdin yok mu senin” diye azarlayanlar olmuştu ­Ya sabır­)

. Dünya batsa, memlekette kan gövdeyi götürse, denize uzanmış ayak fotoğrafından, fonda deniz, elde Mojito karesinden ödün vermeyenler (Gıpta ediyorum. Arada hepimize böyle kafalardan lazım).

. Doğruluğunu araştırma zahmetine girmeden zibilyon tane internet efsanesini “Ohaaa bu kadar da olmaz abi” nidalarıyla yayınlayanlar. Sene olmuş 2015, hala “Tedavi olması için 40.000 TL lazım. Facebook her paylaşıma 2 Dolar ödüyor” saçmalığına inananlar. Aynı grup, genelde sık sık “Bunu paylaşmayan bizden değildir” “İddiaya girerim okuyunca zaten paylaşacaksın” “Yirmi kişiyle paylaşmazsan WhatsApp paralı oluyormuş” tarzı yayınlar da yapar.

. Hala hangi ­ki, ­de birleşik, hangisi ayrı yazılır çözememiş olsa da, edebiyat paralamaktan geri duramayanlar. (En iyisi hepsini ayrı yazayım gitsin: Elim de ki :))

. Her sabah, hülyalı gözlerle ufka bakan selfielerini koyup, altına şiir döşemeden güne başlayamayanlar. Hayır şunu anlamıyorum, o şiirleri kime söylüyorsun? Kendine mi? (Şiirlerin hepsi yine Can Yücel’in tabii ;))).

Ve daha neler neler..

Son olarak, bu gözler Facebook’da, akrabasının mezarında özçekim yapanı da gördü diyor ve konuyu kapatıyorum 🙂

Ha bir de aklıma gelmişken, aman diyeyim alkollüyken sosyal medya kullanmayın. Hele Messenger’ın yanından bile geçmeyin. Sabah uyandığınızda geri dönemeyecek bir noktaya gelebilirsiniz 😉

cuneyt arikan.jpeg

“Facebook’dan bir kısım insan manzaraları…” için 2 yorum

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s