Çocukluğum (özelllikle de yaz tatillerim) Fenerbahçe’de geçti. Dolayısıyla biz, sülalece Fenerbahçeliyiz. Fenerbahçeliydik demem lazım aslında. Çünkü Ümit’le beraberliğimiz başladığından beri, “eş durumundan” Göztepeli olmak durumunda kaldım. Döneklik midir değil midir bilemem ama kocamın, “sana süper bi köfte yediricem” deyip beni oturma yerleri betondan olduğu için 100 dakika boyunca popomu waffle gibi yapan müthiş bir statta oynanan Turgutlu deplasmanına götürmesinin ardından, birinci lige yükseldiğinde şampiyonluk turuna çıkan Göztepe’yi alkışlarken çocuk gibi hüngür hüngür ağladığını gördükten sonra bunu aile saadetimiz açısından kaçınılmaz bir sonuç olduğuna karar verdim.
Hadi ben bir dönekliktir ettim, neyse de, çocuklara anlamını kavrayamayacakları yüklemeler yapılmasına sinir olduğum halde, kocamın Rüzgar’ı da minik bir fanatik olarak yetiştirmesine engel olamadım. Erkek çocuktur, hadi buna karışmayayım dedim ama buyurun az önce yaşanan diyaloğumuzu sıcak sıcak anlatıyorum.
Rüzgar ile yataktayız, uyku öncesi gece sohbetimizi yapıyoruz.
Rüzgar : Annee… (fısıldayarak) Fenerbahçe birinci olmuş.
Görkem: Eveett. Fenerbahçe şampiyon oldu Rüzgar’cım.
Rüzgar : (Ciddi ciddi endişelenerek) Hiii anne, baba duymasın, kızar!
Görkem: Tatlım, bunda kızıcak bişi yok ki. Bu gerçek. Eğer en büyük Fenerbahçe dersen kızar belki ama buna kızmaz.
Rüzgar: Ama anne, Fenerbahçe şampiyon diyosun. En büyük diil mi yani?
Görkem: Kem… küm…
E ne diyeyim ben şimdi a dostlar?
sizi ana oğul yeşil & kırmızı renklerin tarafına geçirme vakti gelmiş. :)))
sakin olun..
kurtaracağız….
O gün, Ümit’le boşandığımız gün olur büyük ihtimal. Biz de tası tarağı toplayıp sizin eve taşınırız 😉
hiç fanatik değilim, dönüp maçlara bakmam lakin bu yazıyı okumak gelmedi içimden afedersin arkadaşım:)
Ahahhah! Bi gün devamsızlıktan bişi olmaz canım…Yalnız. alışkanlık yapmaya başlarsa rapor isterim ona göre 😉
Başlığa cevap veriyorum: Değil kardeşim. Gıcık bir takım. Sevmiyorum napim ?
Heheh! Söyle canım, ben kocam gibi deli diilim 🙂
Umitin Antalya ya gelişini ve Melteminde aramıza katılması ile beraber bizde bir dönem “gözgöz” cü olduk tabi Görkemcim.
Takımın bilumum masa aksesuarlarını dün gibi hatırlarım. Masaan kalkıp arada bir gelen agzı dolu dolu GÖZGÖZ nara larını da tabi unutmak mümkün değil.
Özledim hayırsız arkadaşımı çok çok. Selamlar,
Bu arada yine süpersin:)
Sağol Aylin’cim. Biz de çok özledik…
Cocuga dogruyu soyle evet oglum EN BUYUK FENERBAHCE BASKA DA BUYUK YOK de benim canım dönek arkadaşım. Yıllarca bosuna senle aynı takım için kader birliği yapmışız. Ben kocam için asla ve never GS’li olmadım olmam da …………. Yeterince acık mı :)))
Anamm, şimdi bu satırları yazarken gözlerini de deviriyorsundur sen ne biçim! Korktum valla!!!
Sevgili Görkem,
Bana kalirsa bu dünyada hiç bir seyin en büyük olmadigini söyle… Büyüklük taslamanin güzel bir sey olmadigini söyle… Hele spor adina onca çirkinlik varken hiç bir kulübün büyük olmadigini söyle.. “En” ile baslayan her cümleyi kuskuyla karsilamasini söyle… Güzel spor yapani alkislamayi, çirkinlestirenleri ise yuhalamasini söyle… Kendine ait olmayan ve kendinin üretmedigi hiç bir seyle gurur duymamasini söyle..
Ah ah, kendi kafamdakileri tam olarak yazıya dökmek istesem bu kadar iyi ifade edemezdim. Fakat bu eğitimi önce kocama vermek lazım sanırım 🙂
Turgay Bey’in yorumuna bayıldım:) Bende küçük bir çocukken bahçeli bir evde oturduğumuz için ve babamın ya elektrikler kesilirse takıntısı nedeni ile hep el feneri ile gezmesi sonucu bu nedenle Fener-bahçeli’ olduğumuzu düşündüğümü hatırlıyorum. (Çocuk aklıyla mantıklı açıklama böyle olur :)) taa ki ne zamanb u taraftarlar spora şiddeti soktu o zamandan beri çok anlamsızlaştı futbol:(((
Ahahhaha! Çok iyiymiş bu 😀 Siz mecburiyetten Fener-bahçelisiniz yani 😉
bende Anne, Baba’dan gelme halen fener’liyim ama futbol’dan nefret ederim, takımımın bir oyuncusunun adını bile bilmem, 96 yazı, yani Ümit’i tanıdığım yaz nasıl becerdiyse beni bile göztepe maçına götürdü. Koyu göztepeli olabilir, kanı göztepe renklerinde akabilir ama o kanın ak-alyuvarlarının isimleri Görkem, Rüzgar, Anne, Baba’dır, bence takım aşkı hiç bir zaman ailesinin önünüze geçmez.
Umarım öyledir 🙂
Benim oğlum doğuştan değil rahimden Fenerli
Karnımda iken marş söylerdim ona
ama sporcuları say desen sayamam futbol kurallarını da pek bilmem
ama has be has fenerliyim
kocam maç bile seyretmez ama adımız fenerli bizim ve gurur duyuyoruz
oğlan 1,5 yaşında kendiliğinden bir ayakkabı mağazasında gördüğü FB terliği aldırmak için ağlamış ve aldırmıştı. Kendi seçti. Daha sonra başka bir gün de sarı-laci forma görüp tutturmuştu
F leri söyleyemeyen oğlum senebaçesini çok seviyor.
Oyy yerim onu!