Dunya

zxcvbnmç.jghjuuop

Başlığı Rüzgar’a yazdırdım. Çünkü eğer dilimin ucuna gelenleri  yazsaydım, yeni yeni şekillenmeye başlayan blog yazarlığı kariyerim başlamadan bitecekti.

Bu gün evdeyim. Kafam binbeşyüz. Oğlum, benim canımın sıkkın olduğu, yalnız kalmaya ihtiyaç duyduğum her an olduğu gibi, hasta ve çeşitli istekleriyle sabrımı bayağı bayağı zorlamaya kararlı.

– Anne bacağım kaşınıyoo ( E kaşı o zaman oğlum) Sen kaşııııı!

– Anne meyve suyu verir misin? (Al canım) Sen içir. (Peki canım) Kaşıkla içiiir.

– Anne Playhouse Disney aç.  (Tamam) Ama ben Handy Manny istemiyoruuumm, Ajan Oso başlasın. (Oğlum, evladım, şu an programda bu var) Ühüüühüüh, OSOOOOOO !!

Evimin bu huzur dolu (?!) ortamı yetmezmiş gibi, kendimi oyalamak için bilgisayarda takılayım derken, “gazeteci” Oray Eğin’in tahtına aday olduğu açıkça anlaşılan Yiğit Karaahmet’in satırlarını okudum, okumaz olaydım:

Yakında tatile çıkacağınızı düşünerek sizi şimdiden yüz yüze kalacağınız çok acı bir gerçek için uyarmak istiyorum. Ben sizden daha zengin olduğum için erken bir kaçamak yapabildim ve bu gerçekle önceden karşılaştım. Nihat Odabaşı’nın fotoğraflarından Sinan Akçıl’ın şarkılarına kadar tüm sosyal sorunlara karşı da sizi uyarmak benim görevim. Erken tatillerimin finansını bu uyarıcı yönüme ve bilinçli yurttaşlığıma borçluyum. Yaz tatili öncesi kendinizi hazırlamanız gereken acı gerçek ise çocuklu Türk aileleri. Hazır olun? Yine evlerinden çıktılar ve güneye doğru gitmeye hazırlanıyorlar. Onlardan biriyseniz bu yazıyı diğerlerinin sizin hakkında ne hissettiğini anlamanız için okuyun lütfen. Bu gerçekten çok önemli bir mesele. Türk ailelerindeki ‘Herkes başkasının olsa bile çocuk sever ve onu mutlaka tolore eder’ mantığını hiç anlamıyorum. Çocuk meselesi evlilerle bekarların, modernlerle eski modernlerin, taşralılarla şehirlilerin bir ulaşım aracında bir araya geldiklerinde çıkan en büyük yaşam hakkı savaşı. Tüm bu kavga da çocuk sevgisi üzerinden çıkıyor.  Benim meselem çocuklarla değil. Benim meselem onları arsız birer sosyopat olarak yetiştiren aileleriyle. Çocukları seviyorum ya da sevmiyorum diyemem. Güzel ve tatlı olanları seviyorum, bazılarından ise hiç hoşlanmıyorum. Ama bir çocuğa sahip olmak istemediğim aşikar. Eğer isteseydim günümüzde her şey çok ilerledi. Çocuk edinmek çok kolay gidip Kamboçya’dan falan alıyorsunuz bitiyor bu iş. Bu aralar böyle bir derdim ise yok. Aşıklarıma yedireceğim parayı gidip bebek bezine yatıracak şuursuzlukta değilim henüz. Başkasının da çocuk yapmasıyla ilgili bir problemim yok, üç tane olmadığı sürece. Ama benim kendi paramla satın aldığım biletle, diğer yolcularla eşit haklara sahip yolculuğumu gelip iki çocuklu, domestik anneli ve umursamaz babalı ortalama bir Türk ailesinin mahvetmeye de hiç hakkı yok. Uçaklarda ağlayan çocuklara dayanamıyorum. Ve kızamık mikrobu gibi, biri ağlamaya başladığı anda diğerine de bulaşıyor çocuklar bunu bir oyuna çeviriyor ve üçerli beşerli çapraz koltuklardan çığlıklar yükseliyor. Asla ve asla bitmiyor ve ben kendimi paraşütsüz 3 bin metreden atmak istiyorum. Neden bunu çekmek zorunda olduğumu anlamıyorum? Bana ne? Ben senin çocuğunun ağlamasını dinlemek zorunda mıyım?  Ortaya bir sorun atıp çözüm üretmeden kaçacak da değilim. Bunun çözümü de çok basit aslında: Uçaklara belirli bir yaşın altında çocuk alınmayacak. Bana kalırsa bu yaş sınırı 15, ama eğer abartılı bir rakamsa bu çocuğun kendi kendini idare edecek yaşı kaçsa o olsun. Bebeklerinin kaka stili hakkında bile bilgimiz olan yeni anne köşe yazarları, dadılarını dövmekten fırsat bulurlarsa eğer bu yaş sınırını açıklasınlar. Ve o yaşın altındaki bebekleri uçağa almasınlar. Erken yaşta uçağa binmek hem çocuk için (Basınçtan kulak zarı falan patlayabilir) hem de bizim için (Sesten kulak zarımız patlayabilir) çok zararlı. Eğer bunu yapmıyorsak o zaman çocuklu aileler için uçaklarda ses geçirmeyen bir bölme yapılsın ve hepsini oraya kapatalım. Yolculuk boyunca birbirlerini delirtip dursunlar. Yok eğer bu da çok masraflı bir yolsa o zaman aileler çocuklarını hap verip uyutsunlar, rakı koklatsınlar  ya da bilmiyorum muskat falan yedirsinler. Ama lütfen onları uçakta ağlamayacak kıvama getirsinler. Çünkü bu tamamen bu ailelerin problemi ve ben paramla rezil olmak istemiyorum.  Her seferinde bu ağlamalar ve ciyaklamalar yüzünden çıkardığım kavgalar sonucunda da Ayşeciğe eriklerini vermeyen yaşlı ve mutsuz adam gibi damgalanmaktan da çok sıkıldım. Sessiz seyahat hakkımı arıyorum ve sonunda sosyopat olarak anılan da ben oluyorum. Uçakları geçelim mesela trende uyurken koridorda ‘gıgıgı’ diye koşup ‘gugugu’ diye bağırarak geri dönen çocukları ne yapacağız? Bir kere de değil 74 kere falan. Orası bir oyun parkı değil. Tren. Ve çocuğun koridorda koşamaz kardeşim. Bu kadar. Rahatsız olduğumu belli ettiğim halde onunla ilgilenmiyorsanız eğer kusura bakma ama burada problemli olan sensin. O çocuğun sesi sana neşeli geliyor olabilir ama beni uykumdan ediyor. Tut kucağında ver eline bir kitap, salma ortalığa. Ben orada onun çığlıklarını takip etmek zorunda mıyım? Kimseye zararı olmayan evcil hayvanları bile kafeslerinde seyahat ettirirken çocukların bu kadar serbest bırakılmasına karşıyım. Lütfen Ömür Gedik bu konuyla ilgili de bir şarkı yapsın ve gündeme getirsin. Tüm bekarları, tatile giderken ve dönerken huzur içinde seyahat etmek isteyenleri, çocuk sevmemenin de bir hak olduğunu düşünen bilinçli yurttaşları acilen göreve davet ediyorum.*

Yiğit Bey, üslubunuzda yakalamaya uğraştığınız ironiyi anlamaya çalıştım,  küçük ve domestik beynimle üçüncü gözümü açmayı başaramadım. Madem o kadar refah içindesiniz, diyorum ki bir özel jet alınız ve “Family Friendly” olmayan oteller var, oralarda konaklayınız. Ayrıca “nüktedanlık” ile faşizanlığı birbirine karıştırmayınız.  Bunlara “ı-ıh” diyorsanız, en güzeli, hepimiz el birliğiyle çocuklarımızı zehirleyelim, kökten çözüm olsun!

* Kaynak: dipnot.tv

“zxcvbnmç.jghjuuop” için 6 yorum

  1. Niçin zehirleyecekmişim bir gerizekalılının rahatsızlığı yüzünden evladımı!
    Ben çözümü beddua etmekte buluyorum Görkemciğim, dilerim aşık olur sevgilisi de hamile kalır bu da yetmezmiş gibi üçüzleri olur tez vakit! Sonra hayatını çocuklar ve babalıkla ilgili yazılar yazıp bu yazdığı yazıyı unutturmak için harcar!
    Zavallı adam; bizde genç ve bekarken çocuklara karşı henüz net hisler beslemezken senin gibi düşünmenin kıyısından geçmenin ayıp olduğunu bilirdik. Ama sen Zavallı Adam belli ki; bahçede ot olarak büyümüşsün! Etrafında seni seven annen ve baban hatta kardeşlerin yokmuş. O yüzden çocuk da olmamışsın. Gökten 30 yaşında inmişsin geçen yıllarda da anca bu kadar yetiştirebilmişsin kendini. Gel ben seni evlat ediniyim de toplum da bir adam kazansın!!!!!!!

    1. Ay bedduanı çok sevdim ya! Ama kızım, dünün kendini o skandaldan bu rezalete atan şöhretleri, çoluk çocuğa karışınca “örnek aile” modeline upgrade olup, gazetelerde, dergilerde yazılar yazıyor, programlar yapıyorlar. Biz de oturup tırnaklarımızı yiyoruz güzel güzel. İsim vermeme gerek yok, herkes anladı 😉

  2. ilk kısım beni burdan yıprattı ve bir fenalık hissi gitti geldi.

    Ben köşe yazarlarını okumaz oldum, yorucu, yıpratıcı bir külfet bence çoğu. Misal, bunu da okumuyor ve yazının üstünden öylece geçiyorum afedersin Görkem’cim:)

  3. görkem cim değişen sadece insanların duygu anlayışları.hoşgörü ortadan kalkalı çoook uzun zaman oldu.bende yazını ilk okuduğumda aynı ece hanım gibi bir beddua geçirdim içimden.tamam, insanların çocuklarını ortaya salıp ta,’aman çocukdur hoşgör” mantığının altına sığınmaları tarafarı değilim hiç bir zaman.ama böyle katı görüşlü,duygusuz ve de ben özgürüm, haklaım var edalarıyla hareket den tiplere de feci gıcığım….allah bu şahsiyeti bildiği gibi yapsın ve bir gün kendi çocuklarının şımarıkklıkları yüzünden ,bulunduğu herhangi bir ortamdan kapı dışarı edildiği haberini okuyalım…

    1. Çocuğu ortalığı birbirine katarken gayet sakin kahvesini yudumlayan kıl tipler de var tabii ama özgürlükle öküzlüğü, esprili olmakla saygısızlığı birbirine karıştırıyor insanlar Seçil’cim. Gıcığım ben de, fena halde!

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s