Dünkü doktor ziyaretimden bahsetmiştim önceki yazımda. Rutin kontrol için jinekoloğuma, Rüzgar’ın doğumunu gerçekleştiren Prof. Dr. Namık Demir’e gittim. Giderken de Rüzgar’ın adına bir tebrik kartı hazırladım. Oğlum doğduğundan beri her doğumgününde bir şeyler yazar, bundan üç kopya yapar, bir tane Yenidoğan Yoğun Bakım Servisi’ne, bir tane Namık Bey’e, bir tane de Rüzgar’ın doktoru Uzm. Dr. Buket Öztükel’e yollarım.
Doktorların (gerçek doktorların) tanrısal bir yanları olduğunu, onlara asla hakettikleri gibi davranılmadığını düşünmüşümdür hep. Bunu hem Rüzgar’ın doğumunda, hem babamın geçirdiği, (şükürler olsun atlattığı) kanser hastalığının seyri sırasında, hem de annemin kalp krizi+by pass operasyonu sırasında yüreğimin derinliklerine kadar hissettim. Ablasyo plasenta tanısıyla, 24 tansiyonla doğum yaptım ben. Her ikimizin de hayatı pamuk ipliğine bağlıydı. Ameliyat ekibinin o bayram sabahı, gecenin dördünde, sıcacık yataklarından kalkıp nasıl deliler gibi koşturduğunu görmenizi isterdim. O kadar acil alındım ki doğuma, iki hemşire nereden buldularsa, asetonla pamuk getirmiş, ben sedyeye konulurken biri bir ayağımdaki, diğeri öbür ayağımdaki ojeleri çıkarıyor, bir başkası da beni ameliyata hazırlıyordu. Oksijen verilip, sola doğru başaşağı yatırılmamın sebebini sorduğumda “Biraz rahatlayın diye” dediler. Kimse bebeğimin oksijensiz kaldığını, plasentanın neredeyse tamamen ayrıldığını söylemedi (Neyse ki). Ameliyathaneye indiğimde insanların çabasını, bebek hemşiresinin küvözü düzenleyişini, sonra kutsal bir emanet gibi bebeğimi yerleştirişini hep gözlerim dolarak hatırlarım. İnsanların tanımadıkları biri için tüm hayatlarını adamaları gerçekten büyülü bir şey.
Ben de bu sene doktorumuza hazırladığımız teşekkür kartını aşağıda paylaşıyorum. Belki minnetimi az da olsa ifade etmeme yardımcı olur.
Sevgili Doktorcum,
Ellerinize 1730 gramlık minik bir bebek olarak geldiğim günden bu yana, çok büyüdüm, kuduruk çocuğun teki oldum. Ailem ve kendi adıma size teşekkürlerimi sunmak için bu kartı anneme hazırlattım. Önce beni sağlıkla dünyaya getirdiğiniz için size ve ekibinize, bize ilk müdahaleyi yapan Opr. Dr. Tunç Canda’ya, annemin kucağının yerini tutmasa da, hayata sımsıkı sarılmamı sağlayan sıcak küvözüm ve diğer tüm olanaklar için İzmir Kent Hastanesi’ne, Yenidoğan Yoğun Bakım Servisi’ndeki tüm meleklerime, Uzm. Dr. Mehmet Nisanoğlu’na, Uzm. Dr. Cengiz Öztürk’e ve hep gülen yüzüyle, sabrıyla, annemin bitmek bilmeyen sorularına üç senedir cevap veren sevgili doktorum Uzm. Dr. Buket Öztükel’e nezdinizde bir kez daha teşekkür ediyorum. Hepiniz iyi ki varsınız…
Rüzgar