Salı günü, Rüzgar’in okulunda branş öğretmenleri ile toplantı vardı. Toplantıya gittiğimde, annemin, kardeşimin veli toplantılarından hep başı öne eğik döndüğü aklıma geldi 🙂 Sürekli aynı sözleri duymaktan daral gelmişti kadıncağıza: “Çocuğunuz çok zeki, ancak hiç dersle ilgilenmiyor. Derste, ya durmadan tuvalete gitmek istiyor, ya da eğer izin verilmezse yerinde kıpırdanıp duruyor. Hem kendinin, hem de diğer çocukların dikkatini dağıtıyor. Konsantrasyon eksikliği ve odaklanma problemi var. Bir pedagoga mı gitseniz?” İşin komik tarafı, Rüzgar’ı da ilk psikiyatriste götürdüğümüzde, Rüzgar’la bir süre oynayıp, iletişim kurduktan sonra benimle özel olarak konuşmak istediğini söyleyip şöyle sormuştu:
– Konsantrasyon eksikliğiniz mi var?
– Ama… ama ben oğlum için gelmiştim. Ve evet konsantrasyon sorunum var, nereden anladınız 🙂
Tabii, genlerin acıması yok, benim sevgili oğlum da yerinde duramıyor, okuldaki masa aktivitelerine verimli bir şekilde katıl-a-mıyor, İngilizce dersinde oturmuyor vesaire vesaire. Şu an için benim açımdan bunun önemi yok, sonuçta ondan sular seller gibi İngilizce konuşmasını veya Monet gibi renklerle şölen yaratmasını falan beklemiyorum fakat ister istemez aklıma takılıyor: Şu an anaokulunda dilediğince özgür kalabiliyor, ama bu durum ilkokulda devam ederse neler olacak? Emekli ilkokul öğretmeni olan kayınvalidem, özellikle birinci ve ikinci sınıfta böyle çocuklarla çok zorluk çekildiğini anlatıyor. Bilemiyorum, belki geçici bir durumdur, belki de böyle devam eder, o zaman biz de ona göre bir okul ya da öğretmen arayışına gireriz. Şimdi endişelenmek için erken olsa da insan elinde olmadan düşünüyor.
Komik bir anekdot daha: Toplantıda neredeyse tüm veliler çocuklarının ne kadar çabuk öğrendiklerini, tüm renkleri İngilizce olarak tekrar edip durduklarını anlattılar. Oysa benim, renkleri öğrendiklerinden haberim bile yoktu. Bizimki “Bugün derste ne öğrendiniz Rüzgar’cım?” diye sorduğumda, şakır şukur İngilizce 10’a kadar sayıyordu, ben de gerim gerim geriliyordum 🙂 Meğerseee, sayıları henüz öğrenmemişler. Bizimki büyük olasılıkla, bilgisayarda oynadığı “Charlie & Numbers” oyunlarından kapmıştı bu bilgiyi.
Denemek için, laf arasında arabasını gösterdim ve sordum:
– Bu ne renk acaba?
– Vaviiiii
– Peki İngilizcesi ne biliyor musun?
– (Durdu durdu, sonra cevap verdi) Mooorrr !!
Oğlumun kafasını daha fazla karıştırmak istemiyor, İngilizce ve renkler meselesini şimdilik burada bırakıyorum. Eminim ki benim zıpır çocuğum, beynindeki milyarlarca nöronla ne yapacağını çok iyi biliyordur 🙂
Ah be Gorkicim, uzuldugun seye bak…al beni…canim annem tek basina ne iskenceler cekti, yok bu kiz adam olmayacak, bu kiz hep top pesinde, bu kiz evde oturmuyor,ders hic calismiyor…yok bu okulu biteremeyecek falan filan…butun ogrenim hayatim boyunca ogretmenlerden hep ayni seyi duydu “ah biraz gayret etse, ah biraz dikkat etse”….eee ne oldu sonunda, evet doktor olmadim, muhendis olmadim…ama beni tamamlayan, kendimi verdigim ve cok sevdigim bir meslek buldum…eh allaha sukur fena da olmadi. Matematigi iyi olmasin,dili iyi olmasin,fizik-biyolojisi iyi olmasin..farketmez…hele sizler gibi annesi ,babasi olan cocuk zamani geldiginde hem kendisinin sevdigi,hemde basarili oldugu bir seyi eminimki bulacak…dolayisiyla hic ama hic uzulmeyin (benim annem ilkokul itibariyle okul toplantilarina gelmedi…cok da iyi etti,sizede tavsiye ederim) ….Siz onun arkasinda,destek oldugu surece….butun dunya ne derse desin…o yinede basarili olacak. Bak boyle canin sikildiginda,gidi ver bir anneme ugra, o senin gonlunu rahatlatir.
Bu arada sana bu sanal ortamda bir sir vereyim … amerikadaki is teklifinin cazibesiyle oradaki vizemin uzatilmasiyla ben TC’ye donupde daha universitemi bitirmedim (11 sene oldu!) 🙂 hehehe….okul sadece bir yere kadar, onemli olan kisinin icindeki hayata karsi olan istek ve heyecan o insani mutlu ve basarili kiliyor.
Vayy Aslı’m benim, yürü be, kim tutar seni 🙂 Ben de hep onu diliyorum aslında:
You don’t have to be rich
To be my boy
You don’t have to be cool
To rule my world
Ain’t no particular sign I’m more compatible with
I just want your extra time and your
Kiss 😉
Süper akıllı, ekstra başarılı, ortalama zekaların parmakla gösterdiği biri olmasın varsın. Ama benim fıstık arkadaşım gibi, iyi kalpli, istekli, tutkulu, azimli olsun 😉
Kızım Sırma okuyo rezil oldum sayende 🙂
Kardeşim, şimdi adam gibi adam oldun işte, fena mı? Demek ilerisiyle hiç alakası yok söylenenlerin.
işte anda olamamanın ve teslim olamamanın tabi harika bir örneği ve tabi olumsuz senaryo yazarak yaratmanın da kutlarım Gorki’m alkıışşş gerçi mazide kalmış bi yazı ama iyi örnek allahtan hiper zeki çılgın analardan cevabını da almışsın :))
Boşuna “iyi ki varsınız” demiyorum Beyza’cım 🙂