İşten çıkmışım… Nasıl acele ediyorum eve gitmek için… Çünkü oğlumu çok özlüyorum, ayrıca merak ediyorum; ikindi kahvaltısını etti mi, ilacını içti mi, öksürüğü geçti mi, beni sordu mu, anneme zorluk çıkardı mı vesaire vesaire… (Daha çooook uzar bunlar da, neyse, baymayayım) Köşeyi döndüm, vapur iskelesine girmek için ezilme tehlikesine maruz kalarak karşıya geçtim, hemen daldım içeri. Bir tuhaflık var ama ne? Sağ tarafımda bir karaltı hissettim. Bana yaklaştı… yaklaştı… yaklaştı… Aman tanrım, bu ne ya, kocaman bir silahla burun burunayım.
– Buyrun bayan ne istediniz?
Aaa, polismiş. Ters ters cevap verdim.
– Ne isticem canım, vapura binicem işte.
Hafif gülümser gibi mi oldu, bana mı öyle geldi…
– Hanfendi, iskele yanda (…) Burası karakol.
– Hihihi, kem küm… Hadi size iyi akşamlarrr.
Hayaaaaatt, beni neden yoruyosunnnnnn?
🙂 bende de dalgınlık çoktur 🙂 geçen gün kahve yaparken suyu cezveye dökeceğime kahve kutusunun içine dökerken yakaladım kendimi 🙂
Benim hamilelik+doğum sonrası daha da artıyor bu dalgınlıklar gibime geliyor. Başka yetenekler kazanılırken bazıları da iyice sapıtıyor mu ne 🙂
ay çok güldüm. :)) kesin bende yazmalıyım bizimkileri. şimdi düşündüm de çoktan unutmuşum benim yaptıklarımı… :))
hamilelik ve annelik gerçekten kadınlarda bu tip arızalar bırakıyor bence. 🙂