Aristoteles’in geliştirdiği mantık kuramını bilirsiniz: Bir şey ya doğrudur, ya yanlış. Ya vardır, ya yoktur. Mantık düşüncesinin temelini bu kuram oluşturur. Benim, konuşma olayına üç yaşından sonra balıklama dalan sevgili oğlum da, bu konuda kendince bir mantık kurdu. Kelimelerin asla çift anlamlı olacağını kabul etmiyor. Ya da cümle içinde kullandığımızda bize göre doğru olan, ona göre yanlış olabiliyor. Bakınız Kavram Karmaşası yazım… Ve hatta bakınız Mayo başlıklı yazım. Bu hafta da yeni örneklerimiz yaşandı.
Rüzgar, okulda arkadaşı ile arabaları paylaşamamaktadır. Hem kendi arabasıyla oynamakta, hem de arkadaşınınkini istemektedir. Öğretmeni arayı bulmaya çalışır:
Aslıhan: Rüzgar’cığım, işte sana bir teklif! (Arkasında sakladığı başka bir arabayı gösterir) Sen bunu al, öbürüyle de arkadaşın oynasın.
Rüzgar: İyi de öğretmenim, bu bir teklif değil ki, bir araba!
••••••
Rüzgar, doktor seti ile oynamaktadır. Otoskopu alarak babasının kulağının içini muayene etmeye başlar.
Ümit: Doktor Bey, her şey yolunda mı?
Rüzgar: Yolunda yolunda.
Ümit : Ne görüyorsunuz?
Rüzgar: (Kısa bir sessizlik anından sonra) Pislik
Ümit : ???????
Görkem: Ahhahhhahahah!
••••••
Sabah… Ev ahalisi ayakta. Yarım saat içinde işe gitmek için evden çıkılması lazım ama Rüzgar Bey yatak keyfi yapmak konusunda ısrarlı. Perdeleri bile açtırmıyor.
Görkem: (Dikkatini dağıtma amacıyla, pencereden dışarı bakarak) Aaaa Rüzgaarr, yağmur yağmış ne güzel….
Rüzgar: Yağıyo mu şimdi?
Görkem: Yağmıyo galiba, pencereyi açıp bakalım mı?
Rüzgar: Bakalım
Görkem: (İç ses: Hah, yemi yuttu) Ohhh mis gibi kokuyo. Kokla sen de…
Rüzgar: Mis gibi mi olmuş, anne?
Görkem: Evet, mis gibi olmuş. Yağmur havayı temizlemiş.
Rüzgar: Ama olmaaazz
Görkem: Niye?
Rüzgar: Havayı yağmur temizleyemez… Çöpçü amcalar temizler.