Babamı kaybettiğimizi, ölüm kavramını anlayamayacağını düşündüğüm için Rüzgar’a söylememiştim. Diğer taraftan kafamı kurcalayan bir şey vardı: Havalar ısınıp, bahçeye çıktıkları zaman mutlaka dedesi aklına gelecek ve sorular sormaya başlayacaktı. Çünkü, babamla yazın zamanın çoğunu bahçede geçirirler, çiçekleri sular, bazen dakikalarca ortadan kaybolup beni delirtirler(di) iki çocuk.
Annemlerin balkonunun önündeki kayısı ağacının çiçek açtığını görmemle, kalbime kocaman bir yumru yerleşti ve o günden beri de terketmiyor beni. Babam, o ağaçtan kayısı toplar, onları (büyük ihtimalle yıkamadan) Rüzgar’a yedirir, sonra birlikte kabuklarını kırarak onları da yerler ve çok eğlenirler(di). Bazen kısacık bir an, boşluğumdan yararlanıp, çok kızdığımı bildiği halde, Rüzgar’ın ayakkabılarını çıkartır ve onu çıplak ayak yürütür(dü).
Az önce annem aradı. Havanın güzel olduğunu görünce bahçeye çıkarmış Rüzgar’ı ve Rüzgar’ın ilk sözü şu olmuş:
– Benim dedem nerde???
Annem, ne söyleyeceğini şaşırmış, gözlerinden yaşlar akarken, “Seyahatte Rüzgar’cım” demiş. Rüzgar şöyle devam etmiş:
– Çabuk gelsin. Beni duvarda yürütsün. Gelirken de traktör getirsin. Onu buradaki kamyonuma bağlasın.
Şimdi, işyerinde, bilgisayarımın arkasında sessizce ağlarken soruyorum: Babamla ilgili -di’li geçmiş zamanda cümle bile kuramıyorken henüz, ne yapacağım ben?
Ağacımız çiçeklendi. Eğer bulutların ardında bir yerlerden bakıp gülümsüyorsan, hayat zor gelmez bana. Ama keşke bilebilsem….
ağlattın:(
😦
ah be güzel arkadaşım ah…zaten bu aralar ağlıyacak yer arıyorum.bu yazın da tuz biber oldu bana.en azından babanın ne demek olduğunu bilen, onun la koca bir ömür, bir çok şey paylaşabilen şanslı kesimdeniz.allah evlatlarımızın acılarını göstermesin.bizlerin de , ihtiyaçları olan her an da yanlarında olmamızı nasip etsin.
babalarımızın hayattayken kıymetini bilelim saol arkadaşım biraz ağlattın ama …..
Biraz da onun için yazıyorum bunları zaten arkadaşım. İçindekileri söylemekten çekinmemek lazımmış. Baksana, her şey bir anda olup bitiveriyor.
Canim, her an yaninda baban, sen onu dusundugun surece de sana gulumsemeye devam edecek, merak etme. Babalar guzel kizlarini, torunlarini, eslerini ve kayisi ciceklerini koruyup kollarlar, ne kadar uzakta olsalar da.
:(( ağlattınnn valla….şimdi benim kalbime bir yumru oturdu akadaşımmmm…yaa…
Babam, o ağaçtan kayısı toplar, onları (büyük ihtimalle yıkamadan) Rüzgar’a yedirir, sonra birlikte kabuklarını kırarak onları da yerler ve çok eğlenirler(di).
************************************************************************
Bu Malatya’da mı olurdu?
Malatya dışında kayısı kendini bulmuyor da…
İzmir’de…