Aile, Egitim, EvHayati, IsHayatim, OkulHayati

Ukala!

Bizimkinin maceraları birikti epeydir. Neyse ki sırf bu anları kayda almak için bir defterim var, yoksa unuturum gider…

Rüzgar: Annee, yarın CocoPops alalım mı?

Görkem: (İç Ses: Aman Allahım, çocuk özgür iradesiyle, kendiliğinden yiyecek bir şey istedi) Alırız tabii, n’oldu acıktın mı?

Rüzgar: Yoo, iPad veriyomuş da, belki bize çıkar diye dedim.

Görkem: ????

Rüzgar: Hem de 2

Görkem: HA???

Rüzgar: iPad 2 veriyomuş.

§

Baba televizyonda maç izlemekte, Görkem kitap okumakta, Rüzgar da kah maça kah oyuncaklarına takılmaktadır.

Rüzgar: Anne… Bence maçlarda kaleci olmazsaaaa (Rüzgar kendince önemli bir saptamada bulunurken sesli harfleri uzatmaktadır)

Görkem: Eeee?

Rüzgar: Daha güzel goller olur.

Görkem: Haklısın oğlum.

§

Rüzgar, babası ile parktadır. Babası aşağıdaki fotoğrafı çeker.

Rüzgar: N’aptın baba?

Ümit: Fotoğrafını çektim. Şimdi internete koyuyorum.

Rüzgar: Neden internete koyuyorsun? Facebook’a yüklesene!

§

Rüzgar çizgi film izlemektedir. Çizgi filmdeki kahraman bir sakarlık yapar.

Rüzgar: Şapşal!

Görkem Rüzgar’dan ilk kez böyle bir söz duymuştur. Bir an ne diyeceğini bilemez.

Görkem: Aaaa, terbiyesiiz.

Rüzgar: İnsanlara terbiyesiz denmez anne, çok ayıp. (Düşünür) Hmm, sadece terlediklerinde denebilir belki.

§

Görkem ve Rüzgar yolda… Pencereden dışarıyı seyretmekteler. Görkem çevreyi anlatıyor: “Bak kuzuya benzeyen bir bulut, aa ineklere bak ne tatlı, burası da bir köy”

Rüzgar: Fareler nerede?

Görkem: Ne faresi?

Rüzgar: Köydeki fareler.

Görkem: Allah Allah, anlamadım yaa?

Anneanne, yandan olaya dahil olur.

Emel: Kızım, nasıl anlamadın, Fareli Köyün Kavalcısını diyor.

Görkem: Haaa…

§

Yılbaşı kutlaması için otele gidilecektir. Bizimki, evdeki oyuncaklarını bırakıp tatile çıkmaya hiç niyetli değildir.

Rüzgar: Ama anne, neden otele gidiyoruz ki? Noel Baba oraya mı gelecek?

§

Anne, ben bazen rüyamı televizyon seyreder gibi görüyorum. Bazen de Rüzgar olarak tam içinde oluyorum.

Daha iyi anlatılabilir miydi bilmiyorum 🙂

§

Rüzgar IWAI grubu etkinliğinde çocuklarla oyun oynamaktadır. Koşarak annesinin yanına gelir:

Rüzgar: Anne, çocuğa söylesene elindekini versin.

Görkem: Sen de söyleyebilirsin tatlım. İngilizce söylersen anlar. Ben şimdi sana öğreteyim sen de gidip ona tekrar et.

Rüzgar: Of anne, İngilizce söylemek istemiyorum.

Görkem: Neden?

Rüzgar: İngilizce ağzımın içinde dönmüyor, çok yuvarlanıyor.

§

Rüzgar mutfakta annesine yardım etmektedir.

Rüzgar: Zeytin mi onlar?

Görkem: Evet, ister misin?

Rüzgar: I-ıh! Ben zeytin sevmiyorum.

Görkem: İyi de hiç tatmadın ki.

Rüzgar: Tatmayı da sevmiyorum.

§

Rüzgar: Off anne, bu montu sevmiyorum, yumuşak olanı giydir (Polar demek istiyor)

Görkem: Olmaz, hava çok soğuk, bu kar montu. Seni sıcak tutar.

Rüzgar: Neden kar montu giyiyorum? Ben burada kızak falan göremiyorum.

§

Rüzgar hastadır. Destek kuvvet anneanne eve gelmiştir. Görkem ile Ümit işe gitmek için sıvışmak üzereyken yakalanırlar.

Rüzgar: Anneee, nereye gidiyorsunuz?

Görkem: İşe oğlum.

Rüzgar: E ben evde yalnız mı kalıcam?

Görkem: Olur mu Rüzgar’cım? Anneanne var ya.

Rüzgar anneannesine ters bir bakış atar. Tekrar annesine döner ve yeniden sorar:

Rüzgar: Ben evde yalnız mı kalıcam?

Emel: Of bu çocuk bana sinir oluyor valla kesin.

Görkem: (Dişlerinin arasından) Anneee, duyacak.

Emel: Duyarsa duysun. Hep bana bırakıp gidiyorsunuz diye beni görmek bile istemiyor.

Rüzgar: Annee, gitmee.

Görkem: Allahımm, ben nereye düştüm yaa, kafayı yedirticeksiniz sabah sabah.

Yardım istercesine etrafına bakınır. Ne çare ki, o hengamede Ümit gitmiş, çoktaaan arazi olmuştur.

§

Rüzgar, öğretmeni ile sohbet etmektedir. Birden öğretmeninin pantolonu dikkatini çeker.

Rüzgar: Aaaa, neden yırtılmış buu?

Ebru: Rüzgar’cım, yırtılmadı, eskitilmiş kumaşı. Modeli öyle yani.

Rüzgar: Neden?

Ebru: ????

Olayın geçtiği hafta sonu babanın eşofmanı sökülür, kocaman bir delik açılır yanında.

Görkem: Aaa inanmıyorum, nasıl sökülmüş eşofmanın.

Rüzgar: Hayır anne, onun modeli öyle.

§

Görkem işten geç çıkmış, Rüzgar’ı uyumak üzereyken yakalamıştır. Hemen oğluşunun yanına uzanır, sımsıkı sarılır.

Rüzgar: Anneee, sıkmaaa!

Görkem: N’apiim, eve geç kalınca seninle vakit geçiremedim ya,  çok özledim.

Rüzgar: Kalmasaydın.

Görkem: Hı?

Rüzgar: Özlediysen, geç kalmasaydın.

Görkem: …..

§

Rüzgar’ın okuluna Pars isimli yeni bir öğrenci gelmiştir. Rüzgar tanıştırma faslından sonra öğretmenine koşar ve gözleri yerinden fırlayarak şöyle der: (Hasetinden çatlamak üzeredir) Öğretmeniiim, biliyor musun, o çocuğun adı Cars‘mış. Neden benim değil?

“Ukala!” için 29 yorum

  1. Böyle hepsini birarada yazınca hangisine yorum yapcağımı şaşırıyorum ama 🙂
    Bişeyler fazla kaçmış bence bunda, omega3 ya da folik asit mesela?
    ipad2 yi de Rüzgar’dan öğrenmiş oldum bu postla 🙂

  2. ayyyy valla hepsini tek tek gözümde canlandırma yaptım izlemesi pek keyifli geldi.Yeni bölümleri çekilecek mi?Valla ben sabırsızlıkla bekliyorum…

  3. defter tutmanı kıskandım Görkem. ben o kadar çok şeyi unutuyorum ki.çoğu şeyi işyerine gelir gelmez yazacağım diyorum yine uçup gidiyor kafamdan.
    bu seri devam etmeli kesinlikle Gönülün de dediği gibi.
    Rüzgar zehir gibisin be oğlum. maşallah.

  4. :))) bay itiraz! onu sevmiyorum bunu sevmiyorum isiniz zor vallaha Gorkemcim 🙂

    Ozlediysen de eve gec kalmasaydin Gorkem, aldin mi dersini 🙂

    hangisine gulecegimi sasirdim ama dur dur seciyorum ben burada kizak falan goremiyorum 🙂 e sen ne dedin o durumda ki:) basa ckilmaz vallahi Ruzgarla 🙂

  5. Fareleri arıyor gözleri sen inek diyorsun, iş mi seninki de 😉 maşallah öperim onu ben. Ahmet Kerem de geçen oyuncak arabalarını park ediyor oraya buraya. Anne kamyonumu nereye parkediym, dedi. Şuraya dedim, başka yere, ayağımın altına parketti. Orada park yasak dedim, polis var. Hani nerde ben polis göremiyorum diyor. ben dumur tabi 😉

  6. Hepsi birbirinden tatlı,birbirinden muzip,çok alem bu çocuklar 🙂
    İngilizce ağzımın içinde dönmüyor yuvarlanıyor ve Neden benim adım Cars değil
    çok iyiymiş…Ukela adama sevgiler..

  7. Hepsi ayrı postluk olmuş.Birine gülerken diğerine nasıl daha fazla tepki vereceğimi şaşırdım.Çok keyifli çocuk büyütmek ,inanaılmaz güzel dünyaları var 🙂
    Rüzgar annesine sitem yapmış galiba ,özlediysen erken gelseydin ! zamane çocukları can acıtmayı iyi biliyor 😦

  8. “Özlediysen geç kalmasaydın!”
    Pek hoşuma gidiyor bizzat çocukların söylediklerini, izlenimlerini, duygularını, düşüncelerini duymak, okumak, şahit olmak…

    1. Eskiden (anne olmadan önce) insanlar böyle çocuklarının büyümüş de küçülmüş hareketlerini anlattıklarında abarttıklarını düşünürdüm. Şimdi deneyimliyorum ki: Abartmıyorlarmış 🙂

  9. İnternete koyma Facebook a koy favorim 🙂 ben de küçük bir Rüzgar annesi olarak hayaller kura kura okudum yazdıklarını.. Öptük büyük Rüzgar’ı ;))

  10. Rüzgar’la diyaloglarınıza gerçekten bayılıyorum. Çok eğlenceli. İngilizce kelimelerin ağzında yuvarlanması favorim oldu:)

  11. Özlediysen geç kalmasaydın, ağlasam mı gülsem mi bilemedim 🙂
    Harika ya, bayıldım küçük ukalaya gene 🙂 Yav bende iyiki Nurturia’nın anı defteri var diyorum. Hemen oraya not alıyorum. Bunun yanında günlüğümüzde var tabi. Ayrıca defter, blog… İlerde hatıralara isyan etmesinden korkuyorum bazen 🙂

Özlemce Annelik Halleri için bir cevap yazın Cevabı iptal et

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s