Yıl 2010. İsrailli bir kumandan The Independent’a We rewrote the rules of war for Gaza başlığı altında yayımlanan röportajında itirafta bulunuyor. “Savaşın kurallarını değiştirdik. Gazze’de askerlerimizi korumak için sivilleri öldürmemize izin verildi” diyor.
Şimdi…
Değişen bir şey yok. Uzaktan kumanda ile masumlar ölüyor. İçinde bulundukları “stratejik” durum nedeniyle İsrail Hükümeti İşgal Yasası’nı, hiç bir Uluslararası Hukuk Kuralını tanımıyor. Çaresiz ve savunmasız halkın üzerine ateş açıyor. Mahalleleri, plajları, sokak aralarını bombalıyor. Dünya seyrediyor. Biz seyrediyoruz.
Şu anda üzgünüz, kahroluyoruz. Ama hepimiz, günler sonra yine gündelik yaşamlarımıza döneceğiz. Instagram’da, twitter’da gördüğümüz korkunç kareler, kopmuş, kanlı bacak fotoğrafları, yerlerini denize uzanan ojeli ayaklara bırakacak. Fakat yine, dünyanın bir yerlerinde, bu beş para etmez düzende, bazıları kurbanları üzerinde yükselecek, kendilerince kutsal buldukları “değerler” adına yine günahsızların kanını dökecek, dünya (Bir kaç günlüğüne) yasa boğulacak, heykeller yıkılacak, kolları kopartılacak, bir başkası ellerini ovuşturup kanlı paralarını sayacak, bazıları boykot yaparak, kendisinden olmayan halkları kınayarak, ruh hastası katillerin ismini yücelterek kendini rahatlatacak, belalar okunacak, faşizan söylemler sayfaları dolduracak, düşmanlık, “ben-sen-onlar” anlayışı iliklere işleyecek, bizler o arada yine yazacağız-çizeceğiz, olan (ne kadar kaldıysa) insanlığa duyduğumuz inanca olacak.
Bu dünya kötü be! Berbat! Başka sözüm yok!
Insanliga bahsedilmis en degerli ozellik unutabilmek belki de. Aci evet ama unutmazsan devam da edemezsin.
Yanlis anlama simdi icin degil sozum on yillar sonrasi icin.
Ne Twitter ne Facebook ne de Instagram’a tahammulum kalmadi kac gundur , yuregim daglaniyor. Keske elimizden bir sey gelse 😦
Unutmak değil de, unutmuş gibi yapıyoruz belki de. Başka türlü yaşanmaz ki, aklımızı oynatırız. Ama tamamen siliverenler de yok değil. Bak işte Soma en yakın örneği.
Keşke elimizden bir şey gelse, keşke…