Aile, Dunya

Sevgiyle de sevebilir insan, sevdayla da…

(…) Anlıyorum
Yaşam elbette uzun biz duyabildikçe sevgiyi
Yalnızca bunun için uzun
Yani sevgiyle de sevebilir insan, sevdayla da
Örneğin
Bir sevgiyi yontup onarmak için
Döğüşmek de sevgidir
Ve benim bildiğim kadarıyla
Her şeydir bir insan, her şeydir
Yalandır kısalığı yaşamın
Ve özellikle insan dediğimiz şey
İnançlı bir insan soyunun parçasıysa. (…)*

On üç senelik beraberlik, sekiz senelik evlilik, dile kolay. Yorulduk, kalbimiz örselendi bazen, acılar yaşadık, mutluluklarla, küçük sevinçlerle sardık yaralarımızı. Gülerken ağladık, ağlarken güldük. Hayat arkadaşı olduk… Birbirimizi tamamladık, Ben negatif o pozitif, ben pesimist o optimist… Didiştik, birbirimizi yedik (daha çok ben onu yedim) Yeryüzünde dolanan iki farklı ruhtuk, iki parça can olduk. Elimize tutuşturulmuş rengarenk ve emanet bir oyuncak olan hayatı, pek de fazla ciddiye almamaya çalışarak yaşadık, yaşıyoruz…

Bu gün benim doğum günüm… Ve yaptığım salakça bir hesaplama hatası yüzünden aynı zamanda evlenme yıldönümümüz. Günümüzün ışığı da Rüzgar yine.

Görkem: Rüzgar’cım, lütfen odanı çok dağıtma olur mu, doğumgünümde etrafı toplamakla uğraşmak istemiyorum.

Rüzgar: Neden, burda mı yapacaksın partini?

Aslında öyle basit ki hayat. Onun odasında bir işim yok ki, dağılırsa da dağılsın di mi? Çok şey var öğreneceğimiz daha… Ne demiştik az önce: “Yaşadığımız hayat elimize tutuşturulmuş rengarenk ve emanet bir oyuncaktan ibaret. Kimisi oyuncağı o kadar ciddiye alır ki ağlar, perişan olur onun için. Kimisi eline alır almaz şöyle bir kurcalar oyuncağı , kırar ve atar. Ya aşırı kıymet verir , ya kıymet bilmeyiz. Aşırılıklardan uzak dur. Sufi ne ifrattadır, ne tefritte. Sufi daima orta yerde…”**

Sevgili kocam, güzel oğlum, ailem, dostlarım, arkadaşlarım…

Beni ben yapan herkes…

Hepinizi çok seviyorum.

 

*Edip Cansever “Bilmez miyim hiç” adlı şiirinden

** Şems-i Tebrizi’nin 40 Altın Kuralı’ndan (Gönlü geniş ve ruhu gezgin Sufi meşreplilerin kırk kuralı) İfrat: Bir şeyde aşırı girmek, haddi aşmak.  Tefrit ise onun kaşıt noktasıdır.

“Sevgiyle de sevebilir insan, sevdayla da…” için 7 yorum

  1. Nice guzel yaslara!
    ailenizle ve sevdiklerinizle. Neden bilmiyorum ama okurken cok duygulandim ozellikle cok alakasiz olsa da “Neden, burda mı yapacaksın partini?” kisminda. Sanirim evet bu kadar basit bir cumleyi akil edemeden yasayip gidiyor olmak dusundurdu beni. Cok ogreneceklerimiz var gercekten 🙂 Umarim saglikla tadini cikara cikara ogreniriz ogrenirsiniz. Yeni yasiniz bu kucuk afacanin dilinden her gun boyle gulduren sozlerle gecsin.
    sevgiler

    1. Çoook teşekkürler.
      Bu bacak kadar oğlandan öğrendiklerimi, beş tane gurudan öğrenemezdim gibime geliyor:)
      “Neden, burda mı yapacaksın partini?” küçücük bir soru cümlesi ama aslında tüm yazının düşüncesini taşıyor içinde. Sizin bu nüanstan benimle aynı hislere ulaşmanıza o kadar mutlu oldum ki. Yazmanın zevki böyle zamanlarda çıkıyor asıl. Teşekkür ederim, tekrar…

  2. doğal bir kadın.olduğu gibi.olması gerektiği gibi.tarzını çok sevdim.deliş sayesinde artık takibindeyim.Allah sağlıklı,huzurlu yaşlanmalar nasip etsin.

Sitare için bir cevap yazın Cevabı iptal et

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s