Okulunun düzenlediği gezi kapsamında Zeki Müren Müzesi’ne giden Rüzgar, servisten iner inmez, nefes nefese, yaptıklarını anlatmaya başlar:
– Anne, biz müzeye gittik. Bir servise sığmadık, üç minibüse bindik. Ben falancanın yanına oturdum, yolda çişim geldi bla bla bla bla…
– Ne müzesine gittiniz Rüzgar’cım?
– Müzikçi adamın müzesine…
(Çocuk iki yaşından beri operaya gidiyor, bale izliyor, üç aylıktan beri yatarken müzik dinliyor ve hala “müzikçi” diyor. Olmadı mı olmuyor demek ki 🙂 )
– Süperrr! Müze nasıldı peki?
– Hmm… Eskiydi 🙂 🙂
* Fotoğrafta, ünlü Türk “düşünürleri” Safiye Soyman ve Faik Öztürk, Bodrum Zeki Müren Müzesi‘nde görülüyor.
Özür ama bu sefer Rüzgar’dan çok ünlü Türk düşünürleri güldürdü beni. Müzeye uygun olsun diye mi bu özenli giyim 😀
Bodrum stili herhalde 🙂
Rüzgar ya adamımsın. Müze nasıldı ya verilecek en güzel cevabı vermiş. Peki birşey soracağım Görkem, Zeki Müren bizi görecek mi :):):)
Ahahahah! Ayyy, keşke bunu yazsaydım başlık olarak 😀
🙂 Yorum diye buna derim ben 😀
Müzikçi Adam 🙂 Rüzgar harikasın yine 🙂
Kreşteki müzik öğretmenine de “müzik amca” diyordu 🙂
Sevgili Rüzgar, Zeki Müren tam da senin dedigin gibi müzikcidir. Ona ‘sanat günesi’ falan derler ama ondan çok daha degerli sanatcilarimiz var… Zeki Müren ne insanlik adina bir sey yapmistir ne de söylemistir. Kendi kendine sefahat içinde bir yasam sürmüs, paraya para dememis, el öptürmüs, etliye sütlüye karismamistir. Insanlar hapislerde, zindanlarda eziyet çekerken o sahnede kadin elbiseleri giyerek sarhoslari eglendirmistir. Malini mülkünü de vasiyeti geregi ‘Mehmetcik Vakfi’na bagislamistir. Sahnede Istanbul efendisi gibi konusup özel yasaminda arkadaslariyla en yakasi açilmadik küfürleri edebilmistir. (Taniklik etmis biri olarak yaziyorum bunlari)… Belki bunlari yazdim diye bana kizacaklar ama gönlüm senin yanlis bilgilenmene razi degil..
Bu da bir bakış açısı tabii. İleride dinlesin, okusun, kendi karar versin Rüzgar Efendi 🙂