Sanırım “yeni yıl hüznü” melankolisine kapıldım. Sabahtan beri eski fotoğraflara bakıp bakıp nemlenen gözlerimi siliyorum. Bu, akşamdan kalmalığın farklı bir formu sanırım. Bakınız, fotoğrafta Rüzgar sekiz aylık. Şimdi o anları anımsıyorum ve kendi kendime soruyorum: Zaman çılgınca akıp giderken bebeğimi yeterince sevdim mi? Durmadan endişelenmekten zaman bulup da, şöyle sımsıcak sarılıp kokusunu içime iyice çektim mi? İnce motor gelişimine destek olsun, kendini ifade etmesine fayda sağlasın diye düşünmeden, doya doya oyun oynadım mı? (Görev gibi oyun oynamanın ne demek olduğunu, prematüre bebek anneleri veya özel eğitime gereksinim duyan çocukların ebeveynleri iyi bilir) Plansız, hesapsız, kurgusuz, oğlumun büyümesine tanıklık ettim mi? Minicik bir mucizenin, günden güne gelişmesinin benzersiz hazzını yaşayabildim mi? Sanırım cevabım hayır!
Yeni bir yılda, yepyeni bir insan olmayı ummak saflık tabii. Yine de bugünün, bundan sonraki yaşamımızın ilk günü olduğunu düşünürsek yeni yıldan en büyük dileğim, bu dünyada derin bir nefes almak için herşeyini feda edebilecek insanlar, çocuğuna sarılabilmek için çırpınan anneler, ufku göremeyen tutsaklar varken, anların tadını çıkartmayı öğrenebilmek .
(…) biterken yılın son günleri
biliyoruz takvimler belirlemez değişimin mevsimlerini
gençlik ikindilerini
kargınmış bir çocuktuk büyüdüğümüzden beri.
bir yıl daha bitiyor
düşlerim, tasalarım, yarım kalmış onca şey
her yıl biraz daha kısalıyor bir öncekinden
bana mı öyle geliyor
yoksa daha mı hızlı ilerliyor zaman
insan yaşlanırken?
(…)
(Yine Murathan Mungan… Yine Mırıldandıklarım’dan…)
çok haklısın görkemcim .. artık geçmişi bırakıp önümüze bakmalı çocuklarımız kıymetini bilmeli onlar geçirdiğimiz her anı mutlu yaşamaya çalışmalıyız.. bu yazın bana da tesir etti bende yeni yılda inş. evlatlarımla elimden geldiğince daha güzel anlar yaşayıp anın kıymetini bileceğim ..
İnşallah başarırız bu defa…
Aynen dediğin gibi olsun Görkemcim, yeni yılın her anının tadını çıkarabilelim, çocuğumuzla annelik vesveselerinden uzak keyifle vakit geçirebilelim ve sağlığımız,huzurumuz için şükreTmeyi de hep hatırlayabilelim inşallah.Çok sevgiler;Rüzgar’a, sana ve dünya tatlısı 8 aylık Rüzgar’a…Olsa da yesek..
Aah ah, sorma, benim de dişlerim kamaştı, kıyıp sıkıştıramadım o zamanlar, keşke biraz ısırsaydım 🙂 Bizden de sevgiler…
ne kadar da içimden geçenleri yazmışsın…son bir kaç aydır,neredeyse her gün düşünüyorum bunları…inşallah daha iyi,sağlıklı,huzurlu,mutlu ve anları doya doya yaşayabileceğimiz bir yıl olsun sevgiler…
İnşallah, biraz çaba gösterirsek olur bence. Deneyip 2013 sonunda durumla ilgili bir yazı yazalım 🙂
Sevgiler…
En sevdiğim şiirlerinden, bana da öyle geliyor çünkü, yaşlandıkça daha hızlı ilerliyor zaman sahiden. Bebeklik fotoğrafları -sanki şimdi 20 yaşına gelmiş gibi- aynı şekilde nemlendiriyor benim de gözlerimi. Etrafında neler olup bittiğine bakmadan değil elbet ama dediğin gibi anların tadını çıkarabilmek, en zor olanı bunu başarabilmek.
Sağlıklı, mutlu yıllar.
Mutlu yıllar Esra’cım. Ben de bu şiiri defalarca okurum her seferinde, bir kere yetmez hiç.
ani yasamak oyle onemli ki dedigin gibi Gorkem.
bence sorularin coguna cevap evettir senin icin ama annelere soz konusu cocuklar olunca yaptiklari hic yetmiyor ki. benim annem de oyle.
uzme kendini ve onune bak sen. ok guzel bir yil olsun insallah hepimiz icin.
İnşallah Gülçin’cim. Ben biraz fazla vesveseli, neredeyse paranoyak bir anneydim oğlumun ilk aylarında. Şimdi sanırım onun vicdan azabını ve pişmanlığını yaşıyorum.
Iste bu yuzden ikinci covuklar daha ozgur daha rahat, daha ozguvenli, ve daha saglikli( her acidan) buyuyor. Yapamadiginizi ve ekaik kaldigini dusundugunuz her seyi onlarda yasiyorsunuz. Ve evet olan ilk cocuga oluyor. ( ilk cocuk olan ve 2 cocugu olan ben olarak yazilmistir:)
Telefondan mesaj yazmak ne zormus bea. Habire yalnis yaZmisim. Ozur dilerim:))
Haklısın tabii ama anne paranoyası her şeyin üzerindedir ya, bu sefer de “sevgim bölünüyor, diğerine haksızlık oluyor mu” stresi yaşıyor gözlemlerime göre.
Aslinda insanoglu (Ya da kadin olarak mi demeliydim) olarak kendimizi mutsuz edecek birsey mutlaka buluyoruz.
Acemiliğimize vermek lazım belki de. Çoğu anne aynı durumda olmalı. ama zararın neresinden dönülse kar, daha uzuuuun yıllar var önünüzde inşallah. üstelik artık ona ayırdığın vakit de arttı, koşullar çok uygun 🙂 Allah sağlık versin, gerisi olur.
Tabii canım, önce sağlık. Bir de söylediğin gibi, farkına varmak da önemli. Yine mükemmeliyetçiyim mesela ama artık kendimi eskisi kadar yıpratmıyorum.
Umarım 2013 sana hüzünlenmeye fırsat bulamayacağınız güzellikte günler getirir.
Ne güzel bir dilek… Size de, hepinize….