Dunya, Egitim, IsHayatim, Uncategorized

“Şu an bulunduğum yer, benim masalım”

Hayatım, hiç bir zaman gereksinim duyduğu desteği alamamış ya da üzerinde yeterince durulmamış, kuvvetle inanılmamış, tırmalanmamış, dolayısıyla tozlu çekmeceleri boylamış projeler çöplüğü gibi. Geçenlerde bir yazı paylaşmıştım Facebook’da, yazının başlığı “Herkes .ıçıp batırmanızı istiyor” Paylaşırken de şöyle yazdım: “Benim gibi, hayatı boyunca hayallerinin gölgesinde yaşayanlara…” Serkan Mutlu, yazısında hayallerini gerçekleştirmek için çabalayanlara ket vurulmasının bir nevi yurdum insanı refleksi olduğunu belirtiyor ve şöyle diyordu:

Ya başarırsanız? Ya çemberin içindeki bir diğer kişi de size katılırsa? Ya grubun içindeki o normal algısı değişirse? Saniyenin binde biri kadar sürede, karşınızdaki kişi kendisine bu soruları soruyor ve sizin bu yeni kararınızı bir tür tehdit olarak algılıyor. Bisikletle Avrupa turu yapacağınıza dair bilgiyi alır almaz, yaşayacağınız muazzam maceradan bahsedeceğine, “Umarım bisikletin bozulmaz” diye eklemesi bu yüzden: Yapamayacağınızı, hizayı bozamayacağınızı, çemberin dışına çıkamayacağınızı düşünmek istiyor; çünkü kendi tercihinin isabetli olduğunu doğrulamaya ihtiyaç duyuyor.
Demek kendi şirketini kuruyorsun… Gerçekten çok sevindim! Peki sermayen var mı? Ya müşteri bulamazsan… Kirayı nasıl ödeyeceksin?
 
veya…
Demek kendi şirketini kuruyorsun… Gerçekten çok sevindim! Biraz riskli ama en kötü ihtimalle bir işe girersin, ne olacak?
 
Bir önceki örnekten sonra, buna hazırlıklıydınız diye tahmin ediyorum. Emin olun, heyecanla kendi işinizi kurma kararınızı açtığınız arkadaşınız da sıkılıp bunaldığı o ofisten ayrılmayı, zaten hiç sevmediği müdüründen kurtulmayı yüzlerce kere düşündü. Topladı, çıkardı, böldü, çarptı; kredilerini ve kirasını, köpeğinin mamasını, doğalgaz faturasını, apartman aidatını düşündü; sonunda o adımı atamadı ve vazgeçti.
Siz ise yok yere onun bu kararını sorgulamasına sebep oldunuz. Siz o meş’um ağzınızı açana kadar, o konuya dair muhasebe bitmiş, fatura çoktan kesilmişti. Ona kafayı yastığa koyduğu anda üzerine düşüneceği ve belki de pişman olacağı bir konu verdiniz. Bu gerçekten de kabul edilemez!

İşte ben de, ne yazık  ki böyle sözlere prim verenlerdenim. Bunu ajitasyon olsun diye söylemiyorum, kimseyi suçlamıyorum. Kendimden başka. Ama bir düşünün, onlarca rengarenk hayaliniz olduğunu ve hayatınız boyunca hayallerinizi sadece izleyip durduğunuzu. Hele bir de hayal kurmaya yatkın bir mesleğiniz varsa… Hatta sizin hayallerinizden müşterileriniz, patronunuz para kazanıyorsa…

quotes-inspire-success1

Bu yüzden, özellikle cesur, girişimci kadınlara inanılmaz saygı duyuyorum. Bunu kesinlikle saklamıyorum, hatta bazen kıskandığımı da açık açık söylüyorum. Haset değil benimki, hayranlık. Desteklemek istiyorum, elinden tutup bir basamak çıkmasına yardım etmek istiyorum, “Ben yapamadım, sen yaptın. Helal olsun sana!” demek istiyorum.

İşte güzel arkadaşım Burcu da, bu saygı duyduğum kadınlardan birisi. Bodrum’da, hem de evimizin çok yakınında, sıcacık, huzurlu, mis gibi mandalinalı kurabiye ve kahve kokan, çocuk kahkahalarıyla dolan bir yer açtı. Burası bir kırtasiye ama değil, kitabevi ama değil, çocuk etkinlik merkezi ama değil, yani anlatmak zor, Ben size Burcu’yu anlatayım, mekanını da gelin kendiniz tanıyın 🙂

Burcu, merhaba. Bize biraz kendini anlatır mısın? Nelerden hoşlanırsın? Nasıl zaman geçirirsin? Nasıl bir hayat yaşadın ve bu noktaya nasıl geldin?
Merhabalar. Kendimden bahsetmek konusunda endişelerim var ya abartırsam, ya da benim gördüğüm şeyi sen görmezsen diye… Öncelikle dinginim, doğrularım, yanlışlarım, iyi-kötü herşeyim var. İnsan olmanın özelliklerini taşıyorum. Kimi zaman daha uyumlu, kimi zaman aksi, kimine göre hızlı, kimine göre yavaş, değişken olduğumu düşünüyorum. Bazen pozitif, bazen negatif. Bardak da dolu mu, boş mu tartışılır J
Yemek yapmaya bayılırım. Tezhip yapmayı çok seviyorum. Kitap okumak en sevdiğim şeylerin arasında. Boş vaktim yok, öyle bir vakit olduğunu düşünmüyorum. İki çocuk, iki köpek, iki kedi ve ev dükkan.
Hayatım, bana sorarsan, inişleriyle, çıkışlarıyla, her şeyle dolu dolu geçiyor. Eşimle bu yola baş koyduğumuzdan beri doğa ve müzikle yaşıyorum.
Güzel Sanatlar Fakültesi’nde Geleneksel Türk El Sanatları okudum, devam edemedim ama okul benim için hala var her zaman da olmalı.
Sektör değiştirdim, hem de yığınla. Turizm, işletme, dizi oyunculuğu ve hatta kuyumcu atölyesinde bile çalışmışlığım var.
Bodrumlu musun? Sence Bodrum’da hayat nasıl?
Bodrumlu değilim ama hatırı sayılır bir süredir (1997’den beri) burdayım. Bodrum bence cennet. Çok seviyorum burayı. Burda olmak bana özel anlam katıyor. Yazın kaosunda değil tabii, o zamanlar evden çıkmamayı tercih ediyorum. Havası, doğası, kalabalık olmaması harika (Olduğu zamanlar da kaçasım geliyor)
Kaç yıllık evlisin, kaç çocuğun var?
Dokuz yıllık evliyim. İki pırlantam var. Yunus Poyraz dokuz yaşında, Badenaz ise yedi.
Biraz çocuklarını anlatır mısın? Neler yapıyorlar, karakteristik özellikleri neler, zamanlarını nasıl değerlendirmekten hoşlanıyorlar?
Yunus Poyraz teknoloji, Badenaz ise müzik delisi. İkisi de mutfakta olmaya bayılıyor. Beraber bir şeyler yapmaktan zevk alıyorlar. Damak tatları oldukça gelişmiş çocuklar. Bade en çok brokoli çorbası sever. Yunus Poyraz ise zeytinyağlı enginar, kereviz , pırasa, ayırt etmeden yiyen özel çocuklar (Ben bu noktada tırnaklarını yemekte olan anneler olduğunu hissedebiliyorum. En başta da ben 🙂 ). İkisinde de bebekliklerinde bu tadlara alışmalarının etkili olduğunu düşünüyorum. Herşeyi yerler. Ya da benim pırlantalarım da öyle. Beni hiç düşündürmediler, “acaba ne pişirsem” demedim hiç. Çok şanslıyım bu konuda.
Sence Burcu, nasıl bir anne, nasıl bir eş? Kendine dışarıdan bakarsan, nasıl değerlendirirsin? Annelik hayatında “Keşke öyle yapmasaydım” veya “Şöyle yapsaydım” dediğin şeyler var mı?
Hiç keşkem yok. Aslında ne yaptıysam iyi yapmışım derim her zaman. Umarım bundan sonra da keşkem olmaz keşke dememek için çok çaba sarfettim ben.
Anne deyince akan sular durur. Bence nasıl bir anne olduğumu çocuklara sormak isterim cevapları beraber okuyalım:
Yunus Poyraz: Çooooooook güüüüüüüüüüüüüüüüüzel (Bunu gerçekten de Poyraz yazdı 🙂 )
Bade Naz:
Çok güzel ve çok düzenli. Sinirlerini tutan ve o kadar da çoooook güzel bir anne.
Annelik hayatında seni en çok zorlayan şey ne oldu?
Annelik bana hep evcilik gibi geldi. Ben anne olmayı çok sevdim. Tarif etmesi çok zor, bence imkansız. İyi ki anneyim dediğim çok oldu. Sorarlardı: “Ne olacaksın?” Cevabım hep aynıydı “Anne” Zorlukları var hem de çok, evet kabul ediyorum ama o zorlukları da seviyorum. Olmasa olmazdı.
Çalışma hayatına nasıl ve nerede başladın? Şu an yaptığın işe nasıl karar verdin? Hangi aşamalardan geçtin? Eşini ikna etmekte zorlandın mı? Çevrenden destek gördün mü? Pişman olduğun anlar oldu mu?
15 yaşında başladım çalışma hayatına. Üretmek, çalışmak, yaşamak bence. Evlenince ara verdim. Çocuklar peşi sıra gelince dünyama, düşünmedim de çalışmayı. En büyük armağandı bana onlarla geçirdiğim zaman ve ben de çok güzel, doya doya yaşadım, kokularını, tadlarını ala ala. Eşim en büyük desteğim. Her zaman yanımda ve bana vargücüyle destek, sorgulamadan, yargılamadan yanımda. Çok şanslıyım, çok şükür.
Annem babam kardeşim yanımda olan gerçek kişiler. Hiçbir zaman desteklerini esirgemediler benden. Buradan onlara sonsuz teşekkürler ediyorum. Yüzlerine söyleme fırsatı çok olmuyor zira 🙂
Şu an açtığın mağazayı bize anlatır mısın? Neler hayal ediyorsun?
Şu an bulunduğum Kırtasiyem Kahve benim masalım. Aslında, “Bir şeyler yapmak istiyorum ve çocuklarım yanımda olsun istiyorum. Ne olabilir” diye çok düşünmedim. Aklıma geleni uyguladım. Ben burda çok huzurluyum. Akıl oyunlarına meraklıyım. Kırtasiye malzemelerine düşkünüm ve Bodrum’da farklı birşey bulmak gerçekten zor. Farklı olsun istedim. Galiba çok abarttım. Geçen gün biri para makbuzu sordu, var deyince şaşırdı. Kek var, kurabiye var, kahve var, etkinlik yapmak isteyene, oyuncak var. Hadi gelin çocuklar, oyun oynayalım, bırakın tableti, bırakın bilgisayarı, benim istediğim bu, sosyalleşmek. Tabii elektronik aletler de hayatımızda olsun ama ihtiyaç olduğunda. Her daim aklımızda olmasın, kafamızı kaldıralım istedim.
İş hayatını ve aile yaşantını dengede tutmakta zorlanıyor musun? Çocukların, eşin “çalışan anne” fikrine alıştılar mı?
“Çok zor” kelime değil. Kifayetsiz ve anlamsız, eksik kaldığım, yetmediğim çoğu zaman eşimin hoşgörüsü imdadıma yetişiyor. “Dışarda yiyelim” çok anlamlı bir cümle benim için. Ama onu da yoluna koymak istiyorum. Burada yemek pişmesinin bence hiçbir sakıncası yok 🙂
Kendin için neler yapıyorsun? Kendine zaman ayırabiliyor musun? O zamanları nasıl değerlendiriyorsun?
Kendim için zaman sinema en iyi fikir bence. Aslında ayırmak için çaba gösterirsen, vakit her zaman var.
Tatil günleri en sevdiğiniz aile aktiviteleri neler? Bodrum’da çocuklarınızla birlikte en çok ne yapmayı seviyorsunuz?
Karavan tatili vazgeçilmezim. Herşeyden uzak, kimsenin olmadığı, harika yerler biliyorum. Ata binmek, doğa yürüyüşleri, fırsat buldukça balık avlamak, ailece en keyif aldığımız şeyler… Bodrum bunları yapmak için, bence biçilmiş kaftan.
Son olarak, bize söylemek istediğin bir şey var mı?
Her zaman beklerim, hoş muhabbet, kaliteli zaman ve kalıcı etkinlikler için…
IMG_0209c
FullSizeRender (3) FullSizeRender (4) IMG_0186c IMG_0187c IMG_0188c IMG_0191c IMG_0197c IMG_8394 IMG_9747 IMG_9749

““Şu an bulunduğum yer, benim masalım”” için 8 yorum

  1. Sıcacık ve değişik bir mekana benziyor, kırtasiyeleri hep büyülü bulmuşumdur ama burası büyüsünün farkında olan sayılı kırtasiyelerden. Bodrum’a yolum düşerse kesinlikle uğrarım.

  2. Harika görünüyor 🙂 İçinde kafesi olan bir kitabevi benimde hep hayalimdir. İnş. bir gün yolumuz düşer. Mutlu işler, bol hayaller 🙂

  3. En yakın dostum ve ben kitap okumayı çok seviyoruz,şu anda ikimiz de aynı bankada plaza mahkumu olarak çalışıyoruz ama hayalimiz bir gün kendi kitabevimizi açmak.. Ben de senin gibi hasetlenmeden ” ben yapamadım ama sana helal olsun” diyenlerdenim,ne mutlu Burcu’ya ki o gücü kendinde bulabilmiş.. Kimbilir belki bir gün biz de kendi kitabevimizi açarız, gelenler bir yandan kekini, kurabiyesini yiyip çay,kahve içer, bir yandan istediği kitabı okur o dingin,huzurlu mekanda..Belki müdavimlerimiz olur,belki arkadaş oluruz onlarla..Hayal işte,belki bir gün gerçek olur ve olursa sizi de bekleriz efendim 🙂

      1. Tamamdır ,anlaştık öyleyse 🙂 Biz Mersin’deyiz ve bir gün hayalimiz gerçekleşirse Rüzgâr ile beraber davetlimizsiniz 🙂

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s