Akşamları, babası Rüzgar’a iki kitap okuduktan sonra gece ışığını kapatır, bir süre beraber yatarlar ve sonra, baba genelde bir bahane ile odadan çıkar. Bu aşamadan sonra Rüzgar ya beni ister, ya da kendi kendine debelenerek uyur. Beni istediği zaman, ben de çoğunlukla bir süre yatıp onunla sohbet ettikten, ninni söyledikten sonra yine mazeret uydurarak çıkarım. Psikologlar, bunun doğru olmadığını, çocuğa doğrudan gerçeği söylemek gerektiğini vurgulasalar da (Ben şimdi çıkıyorum, eğer beni çağırmak istersen, seslendiğinde geri geleceğim gibi…) bizde bu yöntem defalarca denememize rağmen işe yaramadı. Odadan çıkacağımızı söylediğimiz anda çılgına dönüp, bağırıp çağırarak hem uykusunu açtı, hem de sinirlerini bozdu. Biz de bu babaanne yöntemini uygulayarak rahat ettik. Bizi isterse, ağlatmadan yanına gidiyoruz, yine bir süre geçirdikten sonra çıkıyoruz. Bizim açımızdan yorucu olsa da, kendi kendine uyumasını öğrenmesinin psikolojik olarak doğru olduğunu düşündüğümüzden, hiç geri adım atmadık. Diğer yandan, gece korkuları ile ilgili olarak asla kısıtlama yapmıyoruz. Kabus görüp ağlayarak uyandığında, eğer isterse bizimle uyumasına izin veriyoruz, ya da gece boyunca yanında kalıyoruz.
Bu uzun girizgahtan sonra, dün geceki olaya geçeyim:
Dün yine babayla kitap okuyup, biraz tepiştikten sonra, eşim yanıma gelip Rüzgar’ın beni istediğini söyledi. Yanına yattım, belli bir süre sonra beyaz yalan zamanı gelmişti:
Görkem: Rüzgar’cım, hadi iyi geceler bebeğim.
Rüzgar : Anneeee, nereyeee?
Görkem: Çişim geldi, bi tuvalete gidecektim.
Rüzgar : Tuvalete gidemezsin anne.
Görkem: A a! Neden?
Rüzgar : E, çünkü baba ordaaa…
Meğer benim sevgili kocam da aynı yalanı sallamış:) Küçücük çocuğa rezil olduk iyi mi? Bundan sonra önceden sağlam bir temel oluşturmadan yalan söylememek lazım. Yıllar geçtikçe yutturmak daha zor olacak, anlaşıldı.
Bir de, ‘dun gece tuvalette neden o kadar uzun kaldin? uc saat bekledim gelmedin.’ derse o zaman iyice yandiniz:))
Süperdi :)))
Hergün dağarcığına yeni bir kelime eklenen sözler ne zaman bir konuşmaya dönüşecek hayalleri kurarken konuşan bir çocuk hikayesi başımı döndürdü hatta konuşmanın da ötesinde muhakeme yeteneği olan çok akıllı küçük bir adam :))
Aynı yöntemi bende yapıyordum Cansın’a, şimdi gelicem diye çıkıyor kısa bir süre sonra da kendi kendine uyuyordu … taa ki park yatağından kendi başına çıkmayı öğrendikten sonra bütün düzenimiz değişti. Şu an sana bu satırları yazarken küçük adamım salonun ortasında yastığı ve battaniyesi ile birlikte yere yatıp sütünü höpürdetiyor. Ne zaman yatağına gitsek kıyamet kopuyor ve bir yolunu bulup kendini burda buluyor. Bütün herşeyi kapatıp bu sefer bizde onunla yatıyoruz ama bu da işe yaramıyor 2 saate yakın oyun oynuyor ve biz de en sonunda onunla birlikte erkenden uykuya dalıyoruz. Tracy Hogg’un “yatır kaldır” yöntemi çok uzunca bir süre hayatımı kurtardı ama ne yazık ki artık 2 yaş sendromu denilen artık büyümek istiyorum krizindeyiz ve bu beni çok yordu bu sıralar… Ve kendi başıma bulduğum ve senin de bir yazında bahsettiğin “önüne geçemiyorsan koyver gitsin” yolunu kullanıyorum artık :)).
Her şey bi yana bir gün kardeşimin dediği bir laf geldi aklıma; “Bırak uzmanları, büyükleri, başkalarının dediklerini, en iyi yol annenin bulduğu yoldur, çünkü kimse çocuğunu senden daha iyi tanıyamaz, anlayamaz.” Ve birden çok haklı olduğunu anladım o gün.
Küçük adamım solumda şu an yanımda oturuyor, pc’nin ekranını 2’ye böldüm sol yarısında Küçük Deniz Kızı Ponyo sağ yarısında da mozillam açık ikimizde mutluyuz sinirlerimizde bozulmuo :)))
Kucak dolusu sevgiler ve öpücükler…
ne kadar benzer şeyler yaşıyoruz. bunları okudukça yalnız olmadığımı görüp mutlu oluyorum. emir yüzünden zaten karı koca ilişkimizi rafa kaldırdık.kardeş kardeş yaşayıp gidiyoruz. emir yatağında yatsa bile her an yanımıza gelecek tedirginliği ile tetik uyuyorum.uyumasını sağlamak için söylediğimiz yalanların biz de de haddi, hesabı yok.bir de bu yetmiyormuş gibi aynen biz de arkamızı dönüyoruz ,bir bakmışız beyefendi yastığını örtüsünü de almış salonun ortasında halıya kurulmuş yatıyor.bir de bu da yetmez gibi ” ben caliou” izliycem diye tutturuyor.
kısacası sevgili yoldaşlar:) biz de anneanne yöntemlerini destekleyerek, saldım çayıra mevlam kayıra diyoruz ve oğlumuzu kendi haline bırakıyoruz…sevgiler….
Ben onun için çareyi uzun süre yanında yatmakta buldum. Geceler boyu ben de onunla uyuyakaldım. İnanın gün geldi, kocamla bir hafta karşılıklı konuşamadığım oldu. Fakat sonra, odasını değiştirdikten sonra sihirli bir değnek değmiş gibi olay farklılaşıverdi. Bunu ayrı bir postta uzun uzun anlatacağım fakat özetlemek gerekirse, yeni bir yatak, şimşek mc queen ve stickerlar diyorum:)))