Uncategorized

Hmmm, mimmm, ohmmmm!

Mimlendim yine a dostlar!

Sevgili Esra ve Gönül tarafından.

İtiraf etmem lazım ki kimi zaman bu mimler can simidi gibi geliyor bana. Doğrusu, çok çalışkan bir blogger değilim. Bazen üşeniyorum, bazen yoğunluktan zaman bulamıyorum, bazen ise hayatımda yazmaya değer bir şey olmuyor. “Laf olsun torba dolsun” tarzı yazıları ne okumaya ne de yazmaya takatim yok.

Mimlenince cevap vermemeyi ayıp sayıyorum. El mecbur, ıkına sıkına da olsa yazıyorum, fena da olmuyor, üzerimdeki tozları silkeliyorum bu vesileyle.

Gelelim soru&cevaplara:

1. En sevdiğim şeyler? Bir kaç yıl önce olsa, onlarca madde yazabilirdim buraya. Hem de hiç düşünmeden. Fakat şimdi, yaşamın bir çok gerçeğiyle yüzleşmek durumunda kaldıktan sonra diyebilirim ki: “Hayatta yapmayı en çok sevdiğim şey, akşam olup günü bitirdiğimde, içimi kemiren bir sorun, nefesimi kesen bir dert, aklımı kurcalayan bir endişe olmaksızın yatağıma uzanıp, kitabımı elime alıp, uykunun kollarına atılmadan önce gecenin sessizliğinde biraz okuyabildiğim, sonra da huzurla uyuyabildiğim günler.”

2.Bilgisayarda vaktimi nasıl geçiririm? Maalesef gün boyu işle ilgili haşır-neşir oluyorum bilgisayarla. Arada kafamı dağıtmak için blog okuyorum, eski hastalığım Stumble-Upon‘da, yeni takıntım Pinterest‘de dolanıyorum. Biraz facebook, biraz twitter, gün bitiyor. Ayrıca internetten çok pis alışveriş yaparım 🙂

Şöyle bir alışkanlığım var: Hafta sonları veya tatillerde mümkün olduğunca bilgisayar kullanmıyorum. Yazı yazmıyorum, pek okumuyorum da… Sanki oğlumdan, evimden zaman çalıyormuşum gibi geliyor.

Haa, bir de çoğu kişiye garip gelen bir adetim daha: Asla internetten müzik, film, dizi vs. indirmiyorum. Yaratıcılarına büyük hakaret, hatta düpedüz hırsızlık olarak kabul ediyorum o işi. Kocam amiyane tabirle biraz “enayice” buluyor bu huyumu ama bence korsan kitap almaktan hiç bir farkı yok.

3. En sevdiğim, hafızamda kalan filmler?

* Birdie: Ruhumu örseledi, hayata bakışımı değiştirdi.

* Gölge Oyunu: İçinde barındırdığı klişelere rağmen, bir oyunculuk, bir yönetmenlik dersi gibi defalarca izledim.

* The Big Blue: Bu filmi izledikten sonra ne olursa olsun en kısa zamanda dalış yapmaya söz verdim. Yaptım da!

* The Adventures of Priscilla, Queen of the Desert: Onu anlatmaya belleğimdeki kelimeler, klavyemdeki harfler yetmez 🙂

* Lilya 4-Ever: Ben bu filme kısaca “tokat” diyorum. Rus bir arkadaşımın, filmde anlatılan olaylarda zerre kadar abartı bulunmadığını söylemesinden sonra tokadın şiddetini daha da yoğun hissettim.

* Man on the Moon: Jim Carrey’nin Andy Kaufman performansı çok şaşırtıyor, çoook.

* One Flew Over the Cuckoo’s Nest: Sanırım hemen hemen herkesin listesinde vardır.

4. Şu sıralar almak istediğim şeyler? Uçmak serbest mi? Eğer serbestse araba almak istiyorum çok. Ama “iki dakka ayakların yere bassın be kızım, filmler milmler gitti senin kafa tabii” derseniz hemen daraltayım listeyi: Kocam Play-Station istiyor (evet, kocam 🙂 ), doğum günü hediyesi olarak versem havalara uçar herhalde.

5.Şu sıralar en çok dinlediğiniz şarkılar? O hafta Glee’de neler dinlediysem etkisinde kalıyor ve sürekli onları mırıldanıyorum. Sık sık beni alıp götürenler: Lucky, We Found Love, Fix You, Somewhere Only We Know.
Akşamları da oğlumun playlisti doğrultusunda Frank Sinatra, Simply Red dinliyoruz. Bir de hafta sonu gittiğimiz The Muppets‘ın ardından müptelası olduğumuz Man or Muppet şarkısını ne kadar dinlesek bıkmıyoruz. Oğlum ne kadar ileri görüşlüymüş, şarkı Oscar bile aldı
Unutmadan;
Bu yazıya yorum yapan herkes, mimlenmiş sayılıyor, bilgilerinize!
Merakla bekliyorum…
Etiketler

“Hmmm, mimmm, ohmmmm!” için 24 yorum

  1. 10 cm yanında otururken blogunu okumak değişik oluyor. BBG gibi =)
    Yazını okurken bir kez daha fark ettim ki rüzgarla müzik zevkimiz aynı =) Şimdi ajansın havasını değiştirmek ve dillere dolanan “Bu da gelir bu da geçer” şarkısını unutturmak için Simply Red açıcam. Sevgiler =)

  2. Görkemcim öncelikle teşekkür ederim, cevaplarının hepsini pek beğendim, filmlerden bilmediklerimi bir köşeye not ettim.
    Geçen babalar gününde playstation aldım ben bizimkine, anlatamam mutluluğunu gördüğünde, hem bana da yaradı, dvd izliyorum ordan, bi sürü işlevi var oyundan başka, al derim kocana özetle 🙂

  3. bak nasılda hatırlattın bana,ben nasıl unuturum Allah aşkına.Benim de en ama en çok istediğim şey bu aralar kendime ait bir otomobil…
    Ne zaman gerçekleşir o da Allah’a kalmış artık 🙂
    Öperim o güzel yüzünden :))

  4. bazı filmleri çok merak ettim.. korsan olayında katılıyorum sana hakaret ve en önemlisi bence kul hakkı. İlter’e de almam deyince dinlemiyor musun vıdı vıdı didikler beni bazen ama hak verir biliyorum:)

    ve aslında hani diyoruz ya e nabalım param yok, esasında ben birinin hakkına girilerek yapılan her işin fazlasıyla bizden alındığına inanıyorum. göz göre göre olmaz belki ama bakarsın ki bir nebze ilerleyemezsin..

    e ama acaba indirmek tamam da izlemek de girmez mi bu hakka Görkem’cim

    ayrıca her banyoya girişte aynaya bakılşta aklıma geliyor sonra unutuyorum.. Emoş teyzeme bir sorabilir misin acep, göz altı için netmeli.. ne önerir hangi marka hangi ürün.. kırışıklık? yüz sarkması ve de.. şölye gerginleştirici birşey arıyorum:)

    1. İzlemekten kastın youtube’dan falan teaser izleyip dinlemek sanırım DeliAnnem. Aslına bakarsan o bana diğeri kadar yanlış gelmiyor çünkü sahip olmuyorsun öyle yaptığında. Üstelik youtube bir telif de ödüyor sanatçılara. Yine de olay başlı başına hak yemek senin de yazdığın gibi.

      Anneme sorularını iletip mail atacağım sana. Öpüyorum yaşanmışlıktan yorulan gözlerinden 🙂

  5. Görkem, kendimden utandım yahu! ben o filmlerin hiç birini izlememişim 😦
    Not: ben buraya yazmadım, bunları yüzüne söyledim, ona göre! 😀

  6. Görkem kocama alacağım doğumgünü hediyesini buldum sayende. süpersin. model tavsiyelerine açığım.Wee den falan bahsediyorlar.
    filmleri merak ettim.
    bir de şu pinterest e davet gerekiyor sanırım değil mi? herkes giremiyor.çok şükür alışveriş hususunda frenleyebiliyorum artık kendimi

    sitare alemsin:D

    1. Kocan göbeklenmeye başladıysa Wii’yi şiddetle tavsiye ederim. Bayağı bayağı spor yaptırıyor insana. Hem de eğlenerek. Dün Rüzgar’la bir saat tenis oynadılar ikisi de kan/ter içinde kaldı, ben de mutfakta TV izledim 🙂
      Pinterest’e davetiye isteği gönderiyorsun, en fazla bir kaç gün içinde kabul ediyorlar. Bir dene… Aklını yitiriyor insan orada yalnız.

  7. Merhaba sitenizi çok beğendim . Umarım diğer siteler gibi gelecek günlerde bozmazsınız. Yayın hayatınızda başarılar diliyor , böyle bir site kurduğunuz içinde teşekkür ediyorum.

  8. Ben de malesef dayanamayıp internetten alışveriş ediyorum. Sonra da iade ediyorum. Aslında iade ettiklerim elimde kalanlardan fazla. Bir de ofiste gelen paketlere bakma adeti var sinir olduğum ondan dolayı eşimin bürosuna gönderiyorum. E bir de iade etmek için elimde görünce baya bir sürtüşme oluyor aramızda. Şu internet nelere yol açıyor yahu 😉

  9. Görkem’cim geçmiş olsun canım.. Kulak enfeksiyonu sancılıdır biraz, sizlere de kolay gelsin. Bizim Rüzgar’ımız sıkıntısız atlatır inşallah, kolay lokma değildir o:)

Ruzgarli Gunler ve Geceler için bir cevap yazın Cevabı iptal et