“The quickest way of ending a war is to lose it. ”* George Orwell 28 Mayıs'ta, önceki yazımı yazdığımda, ertesi gün yepyeni bir Türkiye'ye uyanacağımı bilmiyordum. Zaman zaman yanlış yönlere saptıysa da bizim jenerasyonun gördüğü en büyük direnişi yaşıyoruz şu günlerde. Evet, 28 Mayıs 2013 Taksim Gezi Parkı Direnişi'nden söz ediyorum. Herkes, olumlu ya da olumsuz,… Okumaya devam et Biber gazı yutmadım ama benim de söyleyeceklerim var…
Kategori: Egitim
Yulaf kepeği, patates kızartmasına karşı!
Sağlıklı gıda konusuna özel bir merakım yok. Meyve-sebzeyi mevsiminde tüketmeye, eve zararlı/katkılı besinler sokmamaya, Rüzgar'ın okulundaki yemek listesini takip ederek aldığı vitamin, protein, karbonhidrat dengesini gözetmeye gayret ediyorum elbet. Zamanında Rüzgar bebekken anne sütünden yoğurt yapma türü çılgınlıklara da girmedim mi, girdim ama kısa zamanda çıktım o ruh halinden 🙂 Bazı tabularım da var: Çiğ sütten… Okumaya devam et Yulaf kepeği, patates kızartmasına karşı!
Bir zamanlar bir leylek hikayesi vardı… Ne güzeldi…
Her ebeveynin maruz kalmaktan korktuğu, karşılaşmamak için kırk takla attığı sorular vardır ya... Beni yakından takip edenler zaten bu konudaki zafiyetimi bilirler. Rüzgar da, non-stop konuşan bir tip olduğundan bana bayağı zihin jimnastiği yaptırıyor sağ olsun. (Beyin jimnastiği nasıl yapılır? Sudoku çözmeden veya buğday çimi yemeden de alzheimer geciktirilebilir mi merak ediyorsanız buraya tık ve buraya… Okumaya devam et Bir zamanlar bir leylek hikayesi vardı… Ne güzeldi…
Elalemin ağzı torba değil ki… (Bu yazı çok çocuklu ailelere adanmıştır :) )
Rüzgar, okul çağına yaklaştığından beri ilgi alanım oldukça değişti. Çoğumuz öyleyiz sanıyorum, emekleme meselesi bitti, yürüme, o bitince ek gıda, sonra tuvalet eğitimi... Tüm bunların pedagojik boyutları... Derken derken, her an gündemimiz farklılaşıveriyor. Genel meraklarım dışında da, her zaman çok okuyan, çok araştıran, çok konuşan biri olduğumdan bir gıdım ondan, biraz buradan şeklinde, hemen hemen… Okumaya devam et Elalemin ağzı torba değil ki… (Bu yazı çok çocuklu ailelere adanmıştır 🙂 )
Fıssss! Havam söndü
Çocukların düşünce sistemlerine bir kez daha hayret ettim az önce... Anladım ki, onu dilediğin kadar hazırla, yüzlerce sorusunu cevapla, yumuşak geçişler yarat, yine de gerektiği kadar derinlerine dalamıyorsun. Hatırlarsanız, Bodrum'a yerleşmemiz ile ilgili yazımda, Rüzgar'ı aşama aşama nasıl "gerekli kıvama" getirdiğimi anlatmıştım ukala ukala... Aferin bana, gerçekten süper bir hazırlık evresi olmuş, şu an gerçekleşen… Okumaya devam et Fıssss! Havam söndü
Utanmadan kendi kendimi “like” ediyorum :)
Sayın Seyirciler, pardon, okuyucular; Söze nasıl başlayacağımı bilmiyorum. Hayatta en korktuğum şeylerden biri, Facebook'da, Instagram'da kendi fotoğrafını like eden insan modeli olarak görülmek 🙂 Veya günün 12 saati, kendine gelen övgü tweetlerini retweet edecek derecede megalomaninin pençesine düşmek. Ama paylaşmaktan da alıkoyamıyorum kendimi, zira blogger olmak biraz da ölümsüzlüğün peşine düşmek değil mi? Neyse, uzun… Okumaya devam et Utanmadan kendi kendimi “like” ediyorum 🙂
Cıssss!
Rüzgar, bugün okulda aşı oldu. İlk defa annesinin kucağında değildi, elinden babası değil okul hemşiresi tutuyordu. Benim oğlum, bugün biraz daha büyüdü 🙂 Bu arada, okuldaki ortamı anlatmam lazım. Sabah, öğretmenler tarafından aşı olunacağı, çocuklara, kendilerini süper kahraman hissedecekleri üslupla anlatılmış. Mısır patlatılmış, koridorlar mis gibi kokuyor. Çocuklar, çizgi film odasında mısır yiyip TV seyrediyorlar.… Okumaya devam et Cıssss!
Rüzgar’a ölümü anlatmak…
Geçen hafta, Instagram'da paylaştığım bir haber, hayatımın unutulmayacak yürek çırpıntılarından biriydi benim için. Haberi paylaşmamdan sonra, özellikle konuyla ilgili hassasiyetimi bilenlerden, neler yaptığımı, nasıl anlattığımı öğrenmek isteyen çok sayıda mail ve soru aldım. Bu yazıyı, hem sorulara cevap vermek için, hem de içimi dökmek için yazıyorum. Babamı kaybedeli iki sene oluyor. Ve ben iki senedir… Okumaya devam et Rüzgar’a ölümü anlatmak…
Dünya Kadınlar Günümüz “Kutlu” olsun
Durmuş Selek isimli bu yaratık (insan veya adam diyemiyorum), 1984'de birlikte yaşadığı kadını, çocuğunun annesini öldürdü, cesedini iki parçaya ayırdı, valizlere koyup otobüsle iki ayrı şehire gönderdi. Tutuklanıp 28 yıl hapis cezasına çarptırıldı (cesedin her bir parçası için 14 yıl ediyor) 16 yıl yattı, 2000 yılında AFLA serbest bırakıldı. Dün iki kişiyi daha öldürdü. Maçoluk… Okumaya devam et Dünya Kadınlar Günümüz “Kutlu” olsun
Bu devrin adamı
Biz, evde iş/para vs. konuşan çiftlerden değiliz. Zaten adam gibi sohbet edecek zamanı zor buluyoruz, o zamanda da bunları konuşmak tatsız geliyor. Ben, ancak çalışma hayatımda bir sıkıntım varsa, bu konuda Ümit'ten fikir almam gerekiyorsa anlatırım. Ümit de, çok stresli, sorumluluğu ağır bir mesleği olduğundan, sızlanmayı da hiç sevmediğinden, bendeniz onun işinden zerre kadar anlamadığım… Okumaya devam et Bu devrin adamı